Neden Hilal ve Düngür?
Hilal; tüm dünyada olduğu gibi Sibirya coğrafyasında da İslamiyetin sembolüdür. Cami minare ve kubbelerin anlamlı süsüdür. Bu barışçıl ve içsel yönelişin, soğuk Sibirya topraklarındaki sıcak göstergesi olan Müslümanlık; Rusya coğrafyasında geçmişin baskılı dönemlerine inat, meşru ve yasal zeminde hızla yayılıyor. Giderek zayıflayan Kam kültürünün ve inanç dalgasının sözsüz, melodik simgesi olan Düngür ise; binlerce yıldır bu coğrafyada yaşayan Türklerin ve bazı öteki halkların İslamiyet öncesi ya da yazının icadından önceki Göktanrı Umay’a olan inanç biçimi, bu gün ise bu zengin kültürü yaşatan Kam (Şaman)’ların tefe benzeyen sembolüdür. Bu coğrafyada etkin olan Budizm ve Hristiyanlığın yanı sıra, binlerce yıldır birlikte yaşama kültürünün ortak paydasıdır Hilal ve Düngür. Bu belgesel biraz, bölgede yaşayan din bilim adamları, yöneticiler, müftüler ve farklı inançlara mensup halkla yapılan özgün röportajlarla beslenen; bayramda, evlerinde, sokakta ve ibadet yerlerindeki sorunları ve mutluluklarındaki güzelliğin kayda alınışı ya da dünyadaki Rusça konuşan Müslümanların inanç ve birlikte yaşam kültürünün keşfidir…
“Her kentin, her nehrin ve her halkın bir hikayesi var” diyerek yola koyulduk. Suyun izini sürdük. Doğayı, çevreyi ve yaşamımızı kuşatan tüm kirliliklere dur demek için hayatı belgelemeye devam ediyoruz, yeniden… Su gibi aziz olmanın farkına vardık… Farkın farkına vardık… Aksakal ve bilge yoleri gezgin dervişin yol hikayesi başlıyor. Tarihi İpek Yolu’na alternatif olan ve az bilinen Çerkez şair Hasanov başta olmak üzere, Çarlık ve Sovyetler döneminde de sürgüne gönderilenlerin, rejim karşıtlarının, avcıların, madencilerin, Türk ve Müslümanların destansı göç yolundaki izleri sürmeye ve hayatı belgelemeye devam ediyoruz. Binlerce yıl önce tersine başlayan ve hala süren Kuzey Göç Yolu (Trans Sibirya Hattı) olarak adlandırılan ve Türkler başta olmak üzere, bazı Asya halklarının İslamiyetle tanışmasından sonra, Orta Asya’dan Sibirya üzeri Hazar Denizi’nin kuzeyinden, Avrupa’ya-batıya uzanan; 10 bin km. uzunluğundaki göç yoludur. Bu yol daha yoğun olarak 1100 yılında başlayan yol hikayesinde; su başını yurt tutan, zengin ortak kültürel miras denebilecek kalıcı medeniyetlerin izlerinin, görsel ve tarihsel dokularının keşfidir bu proje. Çağdaş Evliya Çelebi Aksakal Yoleri Gezgin Dervişin yol serüvenidir…
Dursun ÖZDEN
ozdendursun@yandex.com
NOT: Bu proje; T. C. Kartal 18. Noterliği’nin “07202” sayılı onayı ile tescil edildi ve güvenceye alındı. Alıntı yapılamaz, kopyalanamaz ve benzerini çağrıştıracak içerikte kullanılamaz ve çekilemez. Bu Proje; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda açıklanan söz konusu haklar kapsamındadır. (Yönetmen ve Metin Yazarı: Dursun Özden)