Alternatif Turizm Cenneti; Marmara Adası (İç gezi)

Marmara Adası’nda İki Kişiye Bir Şemsiye

Dursun Özden (Travel Writer)

Marmara Adası, Marmara Denizi’nin güneybatısında bulunan Marmara Adaları’nın en büyüğü ve Balıkesir’e bağlı olan bir adadır. Marmara Adası, İstanbul’a deniz otobüsüyle 2,5 saat, gemiyle 5 saat; Tekirdağ’dan 1 saat, Bandırma ve Erdek’ten ise, gemiyle 1 saat 45 dakika uzaklıktadır.

Yunancada “Marmaro” yani “Mermer” anlamına gelen, Marmara Denizi’nin içinde bulunan Marmara Adası, Antik çağlarda yapılan birçok tapınak ve saray gibi yapıların mermerlerini karşılamış. Özellikle İstanbul ve öteki tarihi kentlerdeki pek çok kilise, cami, saray, kışla, anıt, kemer ve tarihi yapılar; Marmara Adası’ndan getiriler mermerler ile yapıldığı bilinmektedir. Türkiye’nin Gökçeada’dan sonra ikinci büyük adası olan Marmara Adası’nı, gelin daha yakından tanıyalım… Tarihi ve turistik yerleri ile Marmara Adası, özellikle geleneksel köy yaşantısını, doğayı ve denizi keşfetmekten hoşlananlar için pek çok alternatife sahip Marmara Adası’nın gezilecek yerlerinden bazılarını sizler için derledik… İşte birbirinden güzel köyleri, plajları, doğası ve tertemiz denizi ile Marmara Adası…

Marmara Adası, Marmara Denizi‘nin güneybatısında bulunan Marmara Adaları‘nın en büyüğü ve Balıkesir‘e bağlı olan bir adadır. Gökçeada‘dan sonra Türkiye‘nin ikinci büyük adası olup İstanbul‘a deniz otobüsüyle 2,5 saat, gemiyle 5 saat; Erdek‘e ise gemiyle 1 saat 45 dakika uzaklıktadır. Nüfus yazın artar ve birçok otel, hotel, pansiyona ev sahipliği yapmaktadır. Adanın merkezinden başka, köyleri de turizm amaçlı hizmet verir. 2014 yılında Balıkesir’in büyükşehir olması ile birlikte Marmara Adası’na bağlanan diğer ada ve köyler; Avşa Adası, Ekinlik Adası ve Yiğitler Köyü’dür. Marmara Adası’na yaz sezonunda İstanbul’dan her gün 2 ya da 3 deniz otobusü ve İDO‘ya ait gemi tarifeli sefer yapmaktadır, haftasonları ek seferler de konulmaktadır.

Adadaki ilk yerleşme Antik Çağda Miletoslularca kuruldu. Bir deniz ticaret kolonisi olarak kurulan Prokonnesos (Προκόννησος) kenti, adaya da adını verdi. Birçok kez yağmalanan Prokonnesos, Roma Döneminde Hıristiyanların sürgün yeriydi. Bizans Döneminde keşişlerin yerleştiği adaya, Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra 15. yüzyıldan başlayarak Türkler de yerleştirildi. Ada halkının çoğunluğunu oluşturan Rumlar yüzyıllarca Türklerle yan yana yaşadı. Günümüzde Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemi tarihi eserleri adada kısmen mevcuttur. İstanbul Arkeoloji Müzesi‘nde sergilenen birçok mermer eser Roma ve Bizans Dönemlerinde adanın mermerleri ile yapılmıştır.

Lozan Antlaşması‘nın mübadele maddesi hükümleri uyarınca Rumlar Yunanistan‘a gitmek zorunda kalınca, adaya özellikle Karadeniz Bölgesi‘nden gelenler yerleştirildi. Rum nüfus Yunanistan’a göçerek Halkidiki yarımadasında Neos Marmaras (Νέος Μαρμαράς, Yeni Marmara) yerleşimini kurdu. 4 Ocak 1935’teki Erdek Depremi adada büyük bir yıkıma yol açtı.

Yüzölçümü 117,18 kilometre karedir. Kabaca bir elipsi andıran adanın orta kesimleri dağlık, kuzeyi ve güneyi ise genellikle tepeliktir. Kuzeyde şerit biçiminde yayılan tepelik alan batıya doğru daralır. Badalan Körfezi’nin doğusunda genişleyen bu tepelerin yüksekliği doğuda 337 m’yi bulur. Adanın kuzey kesimindeki bu tepelik alanın güneyinde yer alan Karabanlar Tepesi 346 m’ye, Yavuzaki sırtı ise 359 m’ye kadar ulaşır.

Orta kesimdeki dağlık alan, batıda Keltepe’de 516 m’ye, doğudaki Viranköy Tepesi’nde 598 m’ye yükselir. Bu dağlık alanın ve adanın en yüksek noktası ortabatı kesiminde 699 m’ye kadar uzanan Büyükçayır Doruğudur. Adanın güney kıyılarına doğru, kuzey kesimdekini andıran, ama yüksekliği 300 m’yi aşmayan tepelik bir alana geçilir. Güneydoğu’da tepelerin arasında önemli bir tarım alanı olan Topağaç Ovası yer alır. Ovanın ortalama taban genişliği 1 km kadardır.

MARMARA ADASI’NIN GEZİLECEK YERLERİ

ASMALI KÖYÜ

Marmara Adası’nın en doğusundaki yerleşim yeri olan Asmalı (Rumlar’ın yaşadığı dönemdeki ismiyle Aftoni), balıkçılık ve zeytincilikle geçinen oldukça küçük ve şirin bir belde. Asmalı’da turizm adanın diğer yerleri kadar gelişmiş olmasa da uygun fiyatlarla ev pansiyonculuğu yapılıyor. Halen kullanılan eski ahşap Rum evleriyle dikkat çeken Asmalı Köyü’nün ahalisi Karadenizliler ve Pomak’lar.

ÇINARLI KÖYÜ

Çınarlı, aslında bir balıkçı köyü ancak her geçen gün artan turistik değerinden dolayı şimdilerde ideal bir tatil beldesine dönüşmüş durumda. Kesintisiz uzunluğu 750 metreyi bulan Çınarlı Köyü Plajı, iri kumlardan, sığ ve berrak bir denizden oluşuyor. Plajın çevresinde ise asırlık çınar, çam, zeytin ağaçlarının kapladığı tepelerle birlikte birçok otel, pansiyon ve apart mevcut. Sakin yapısı, temiz havası, temiz deniz suyu ve yeşil çevresi ile dinlenmek için en uygun tatil köyüdür.

SARAYLAR BELDESİ

Mermer ocaklarının bulunduğu bu köy; antik çağdan beri mermer ocakları olarak kullanılmaktadır. Antik dönem Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı mimarisindeki birçok eserde buradan getirtilen mermerler kullanılmıştır. Mermerler aynı zamanda adanın nemini emerek, rutubet oranı en düşük adalardan biri olmasını sağlamaktadır. İhraç edilen mermerlerin ulaştırılması için limanlar bulunmaktadır. Bu köyde açık hava müzesi bulunmaktadır ve bölgede elde edilen kalıntılar sergilenmektedir.

GÜNDOĞDU KÖYÜ

Marmara Adası’nın merkezinden yaklaşık 5 kilometre mesafede yer alan köyde pansiyonların yanı sıra restoranlar, benzin istasyonu ve postane mevcut. Balıkçılık ve zeytincilikle uğraşan küçük bir nüfusa sahip köyde denizin ve doğal manzaraların tadına doyasıya varabilirsiniz. Ada içinden kalkan araçlarla kısa sürede bu şirin köye ulaşabilirsiniz.

TOPAĞAÇ KÖYÜ

Tarım açısından adanın en verimli topraklarına sahip köydür. Topağaç, adanın çam ormanlarıyla kaplı tepeleri sayesinde kuzeyden esen rüzgarlara karşı korunuyor. Geleneksel köy yaşantısının hala devam ettiği köyde balıkçılık ve tarım önemli geçim kaynaklarından. Köyün yanında bulunan ve 650 metreyi aşan geniş Topağaç Plajı, iri kumlu, altın rengi bir kumsala ve sakin, çarşaf gibi bir denize sahip. Feribot iskelesinin bulunduğu ada merkezinden yaklaşık 12 km uzaklıkta olan Topağaç’a özel araç, taksi ve minibüslerle kısa sürede ulaşmak mümkün.

MANASTIR KOYU

İnce ve altın rengi kumuyla dikkat çeken Manastır Koyu, berrak ve tertemiz denizi ile çok sayıda turistin yüzmek için tercih ettiği gözde yerlerden biridir. Çınarlı Köyünün arkasında bulunan koya Marmara Adasının merkezinden kalkan motorlar ile ulaşım sağlanmaktadır.Marmara Bölgesi’nin en popüler tatil merkezlerinden olan Marmara Adası doğal güzellikleri, tarihi ve kolay ulaşım imkanları sayesinde her yıl pek çok gezgini ağırlıyor.

Marmara Adası’nda gezebileceğiniz yerler arasında adanın merkez köyleri ve yerleşimleri geliyor. Çınarlı Köyü, Topağaç Köyü, Saraylar Beldesi, Asmalı Köy ve Gündoğu Köyü bu yerleşimler arasında. Özellikle Çınarlı Köyü ve Gündoğdu Köyü konaklamada en çok tercih edilen yerlerin başında geliyor.

Marmara Adası’nda gezilecek yerler denince akla ilk gelen yerlerden biri de plajlar oluyor. Marmara Adası plajları denizin ve güneşin keyfini çıkarmak için bire bir. Çınarlı Köyü Plajı, Manastır Plajı ve Şifalı Su Plajı görmenizi önerdiğimiz plajlar arasında. Marmara Adası aynı zamanda kızılağaç ormanları ile de ünlü bir yer. Adaya karakteristik özelliğini veren bu ormanları gezebilir, muhteşem deniz ve koy manzarasına doyabilirsiniz. Adanın merkezinde bulunan çarşıyı, restoranları, cafeleri de gezi rotanıza ekleyebilirsiniz. 

Bu kez rotamızı Saraylar Beldesi’ne çevirdik…

Marmara Adası’nın mermer cenneti olarak tabir edilebilecek köşesi Saraylar, adanın kuzeydoğusunda yer alıyor. Antik Roma döneminden beri mermerin oldukça önemli bir yere sahip olduğu, Osmanlı döneminde yapılan sarayların buradan getirilen mermerler ile inşa edildiği beldede, adeta mermer tarihini gözler önüne seren bir açık hava müzesi de bulunuyor. Ayrıca az sayıdaki tarihi evler de görülmeye değer diğer yapılar.  

Dünyaca ünlü Saraylar mermeri beldede taştan oyulmuş tepelerin oluşmasına sebep olmuş ve mermer tepeleri oldukça ilginç bir görüntü meydana getiriyor. Mermer heykellerin süslediği bir sahile sahip olan beldede, sahil şeridini Saraylar otelleri, Saraylar pansiyonları, Saraylar apartları ve yazlıklar çevreliyor. Az sayıda restoran, kafe, bar gibi seçeneklerin de yer aldığı Saraylar’da çoğu konaklama tesisi ve mekan uygun fiyatlı. 

Belde merkezinin sağ tarafında kalan ve Abroz Mevkisi olarak anılan kısımda ise yaklaşık 350 metre uzunluğunda iki ayrı plaj bulunuyor. Biri kadınlara özel olan bu plajlar açık renkli kumlara sahip ve bu yüzden denizin rengi de aynı şekilde açık tonlarda. 

Saraylar’a feribotların yanaştığı Marmara Adası’nın merkezinden hareket eden minibüslerle, taksi veya özel aracınızla yaklaşık yarım saatte ulaşabiliyorsunuz. Yol boyunca Marmara Adası’nın diğer yerleşim yerlerini ve plajlarını, doğa harikası çam ve zeytin ormanlarını izlemek oldukça keyifli. Ayrıca Tekirdağ ve Erdek’ten hareket eden feribotlarla direkt olarak beldeye ulaşmak da mümkün. 

Saraylar’ın velisi ve delisi kim? Saraylar Beldesi, Balıkesir iline bağlı Marmara Adası’na bağlı şiirin bir yerdir. İstanbulluların sıkça gittiği Avşa Adası’nın komşusu olan bu adayı mutlaka görmelisiniz… Marmara’nın bu sırdaş ve temiz turistik yeri, keşfedilmeye ve görülmeye değer… Tekirdağ’dan feribotla günü birlik gidip gelme olanakı yanı sıra; sırt çantalı ve araçlı gezginlerin, uzun süre de konaklayacağı, dinlence ve eğlence yerleri de olan, hoş ve güvenli bir tatil cenneti diyebiliriz… Temiz koyları ve plajları ile de memnunluk vermektedir. Üzüm bağları, zeytinlikler ve çam orman alanları içinde üretilen bal, ada çaylı ve kekik kokulu organik-doğal yiyecekler ve deniz ürünleri yanı sıra; konuksever ada halkı sizi çağırıyor…

Marmara Adası’ndan çıkarılan mermerin, binlerce yıldır pek çok uygarlığın bugüne taşınmasındaki önemi büyüktür. İstanbul, İznik, Efes, Milet, Didim, Patara, Side, Mısır, Mezopotamya, Ortadoğu, Yunanistan ve İtalya’da bulunan pek çok tarihi ve arkeolojik yapılar ve medeniyetleri ayakta tutan heykel ve sütunların, Balıkesir’e bağlı Marmara Adası mermerinden yapıldığını tarih sayfalarından okumaktayız. Eskiden dinamit ve ilkel koşullarda çıkarılan mermerler, şimdi ise teknik olanaklar yardımıyla çıkarılıyor. Türkiye ve dünyanın değişik yerlerine gönderiliyor. Marmara ilçe merkezi ve Asmalı Köy’deki bol oksijen ve turizm potansiyeline karşın; Saraylar Köyü çevresinde bulunan onlarca mermer ocağından yükselen tozlar, iş makinaları ve dinamit sesleri, yaşamı tehdit ediyor. Çevreyi kirletiyor… 

Marmara Adası içinde yer alan; turizm, bağcılık, balıkçılık ve zeytincilikle tanınan Saraylar Köyü kıyısını süsleyen mermer heykeller ise, köye bir başka sanatsal görsellik veriyor.  Genç ve çalışkan belediye başkanları ise, yeni çıkan belediyeler yasasınsan yakınıyor. 

Tekirdağ, Bandırma, Erdek, Silivri ve İstanbul’a çok yakın olan Marmara Adası, devlet memurların için mahrumiyet yeri sayılıyor. Bu nedenle, burada çalışanlar Şark hizmeti yapmış gibi derecelendiriliyor. Saraylar beldesinde “Şark hizmeti olarak” görev yapan devlet memurları da, çoğu Karadeniz kökenli olan halkla birlikte, adanın sorunlarına çözüm arıyorlar. 

Bir zamanlar, korsanların korkulu rüyası olan Marmara Adası, Yalancı Palatya Koyu, yaz aylarında yerli turistlerin dinlence ve eğlence yeri olarak hizmet veriyor. Palatya Koyuna giden yolun çevresinde, parklarda ve kıyılarda bulunan birbirinde sanatsal değeri yüksek güzel heykeller, adayı ziyarete gelen konuklara, gezginlere, ressam ve çocuklara esin kaynağı olarak ayakta duruyor. Kıyıları ve kordon boyunu süsleyen bu heykeller, profesyonel yontucuların yaptığı estetik ve sanatsal özellikleri fazla yontular olarak dikkat çekiyor. Adaya gelen turistlerin büyük beğenisini topluyor… 

Öte yandan uzun yıllardır Marmara Adası, Saraylar Beldesi’nde, öğretmen olarak çalışan Özlem Altuğ Art Resim Atölyesi ise; öğrencilerin ve köyde yaşayan amatör ressamların uğrak yeri ve sanatsal uğraş (resim çalıştay atölyesi) mekanı olarak, adanın sanat ve kültür potansiyelinin artmasına katkı sağlıyor… Yerel yöneticiler ve ada halkı da bu olumlu sanat etkinliğinden oldukça mutlu görünüyor. Özlem Altuğ Art Atölyesi, aynı zamanda resim ve öteki sanatsal çalıştaylara ve etkinliklere de öncülük ediyor… Sanatçıların kişisel ve karma sergilerine, şiir ve kültür dinletilerine, yazarların söyleşi ve imza günlerine de ev sahipliği yapıyor. Öğretmen ressam Özlem Altuğ, bir Marmara Adası sevdalısı ve sanat elçisi olarak, hep seviliyor ve alkışlanıyor… İyi varsın sevgili öğretmenim… Mustafa Kemal Atatürk ışığında ve Anadolu aydınlanma seferberliğinde; senin gibi sanat ve meslek aşkı yüce öğretmenlere çok ama pek çok gereksinimiz var… Kutluyor ve ayakta alkışlıyorum sevgili öğretmenim…

Marmara Adası’nda azda olsa, tarihi ve doğal zengin mekanlar bulunmaktadır. Bunların başında; İkiz Ceneviz Kalesi burçları dışında, Açıkhava Müzesi’nde ve Saraylar Beldesi’nde bulunan Osmanlı, Bizans, Roma Dönemi Antik Nekropol kalıntıları, temiz ve bakımlı plajları ve Yana Piknik alanı dışında; çay bahçeleri, kahvaltı yerleri, içkili ve içkisiz balıklı lokantaları, mesire ve dinlence yerleri ile farklı bir yer Saraylar köyü… 

Tekirdağ’dan Saraylar’a karşılıklı olarak günde bir kez feribotla ulaşım sağlanmaktadır. Köyde bulunan Saray Otel’de konaklayabilirsiniz. Bana Marmara Adası’nı tanıtan ve rehberlik eden (Saraylar Beldesinin sanat elçisi, çocukların biricik sevgilisi resim öğretmeni) Özlem Altuğ’a teşekkür borçluyum. O bereketli Çukurova sarı sıcağının portakal çiçeği şöleni yüklü heyecanı ve özverisi ile pek çok meslektaşına örnek olmaktadır… Sabahları, ‘Andımız’ı yüksek sesle okuyan çocukların elinde kalem ve fırça, dilinde ‘dağ başını duman almış’ şarkısı yankılanıyor… Onlar içsel dünyalarında yarattıkları  sonsuz ve zamansız tuval üzerine, umut ve düşlerini, gökkuşağı rengine boyamaktalar… Temiz, yalın ve yalansız çocuksu dünyaları, yaşanmaya ve görülmeye değer…

Oysa, Marmara Adası’nın kalbini kanatan o Yalancı Palatya Koyu kararmadan ve mermerciler tarafından daha çok köstebek yuvasına dönen dağlar ve yaşam sevinci bereketli bağlar uykuya dalmadan önce, gitmeliyim Saraylar’a… Saraylar’da, Mimar Sinan’ın oya gibi işlediği beyaz ve gri oniks mermere yaslanmış beni bekleyen Mekke Su Yollarını yaptıran sevgili Mihrimah Sultan’la meşk zamanı… Onun elinden Kutsal Su Zemzem içmeliyim, yeniden… 

Sahi, ay ışığında yolumu yitirdim. Marmara Adası nerede? Saraylar’da neler oluyor? Korsanlar tuzağı Yalancı Palatya Koyu nerede? Ben neredeyim? İçtiğim Tekirdağ başıma vurmuş da haberim yok… Zeytin ve deniz ürünleri yemeden, adadan asla ayrılmayınız… 

Her köyün öğretmeni, muhtarı, imamı, velisi  ve delisi varmış. Saraylar’ın ressam öğretmeni ışık kaynağı. Peki, Saraylar’ın delisi kim? Yanıtını merak mı ediyor sunuz? Tekirdağ feribotuna binin Marmara Adası, Saraylar iskelesinde inin. Köyün delisi ve velisi, sizi güler yüzle karşılayacaktır… Saraylar Beldesi plajında bulunan dev şemsiye, Marmara Denizi’nin ve yaz mevsiminin öğle sıcağından sizi korumak için bekliyor. İki kişiye bir şemsiye… 

Merakla gezen ve hayatı keşfeden Modern Seyyah, Yoleri Gezgin Derviş ile bir başka gezide, bir başka mekan, kültür ve hikayede buluşmak dileğiyle, özlemle ve sevgiyle kalın…

www.dursunozden.com.tr

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

shared on wplocker.com