MARMARA ADASINDA İKİ KİŞİYE BİR ŞEMSİYE (İç Gezi)

en2c0750Saray’ın delisi kim? Tekirdağ iline bağlı Marmara Adası’ndan çıkarılan mermerin, binlerce yıldır pek çok uygarlığın bugüne taşınmasındaki önemi büyüktür. İstanbul, İznik, Efes, Milet, Diidim, Patara, Side, Mısır, Mezopotamya, Ortadoğu, Yunanistan ve İtalya’da bulunan pek çok tarihi yapılar ve medeniyetleri ayakta tutan heykel ve sütunların Marmara Adası mermerinden yapıldığını tarih sayfalarından okumaktayız. Eskiden dinamit ve ilkel koşullarda çıkarılan mermerler, şimdi ise teknik olanaklar yardımıyla çıkarılıyor, türkiye ve dünyanın değişik yerlerine gönderiliyor. Marmara ilçe merkesi ve Asmalı köy’deki bol oksijen ve turizm potansiyeline karşın; Saraylar Köyü çevresinde bulunan onlarca mermer ocağından yükselen tozlar, yaşamı tehdit ediyor. Saraylar Köyü kıyısını süsleyen mermer heykeller ise, köye bir başka sanatsal görsellik veriyor.  Genç ve çalışkan belediye başkanı Süleyman Aksoy ise, yeni çıkan belediyeler yasasınsan yakınıyor. Saraylarbeldesinde “Şark hizmeti olarak” görev yapan devlet memurları da, Karadeniz kökenli halkla birlikte adanın sorunlarına çözüm arıyorlar. Bir zamanlar, korsanların korkulu rüyası olan Yalancı Palatya Koyu, yaz aylarında yerli turistlerin dinlence ve eğlence yeri olaral hizmet veriyor. Koya giden yolun çevresinde, parklarda ve kıyılarda bulunan birbirinde güzel heykeller, adayı ziyarete gelen konuklara, gezginlee, ressam ve çocuklara esin kaynağı olarak ayakta duruyor. İkiz Ceneviz Kalesi burçları dışında, Açıkhava Müzesinde ve köyde bulunan Osmanlı, Bizans, Roma Dönemi antik Nekropol kalıntıları, Plajları ve Yana piknik alanı dışında çay bahçeleri, kahvaltı yerleri, içkili ve içkisiz balıklı lokantaları, mesire ve dinlence yerleri ile farklı bir yer Saraylar köyü… Tekirdağ’dan Saraylar’a karşılıklı olarak günde bir kez feribotla ulaşım sağlanmaktadır. Köyde bulunan Saray Otelde konaklayabilirsiniz. Rehber arkadaşım (çocukların biricik sevgilisi resim öğretmeni) Özlem Altuğ’a teşekkür borçluyum. Yalancı Palatya Koyu kararmadan ve köstebek yuvasına dönen dağlar uykuya dalmadan önce, gitmeliyim Saraylara… Saray’da, Mimar Sinan’ın oya gibi işlediği bayaz mermere yaslanmış beni bekleyen Mihrimah Sultan’la meşk zamanı… Onun elinden Kutsal Su Zemzem içmeliyim, yeniden… Sahi, ay ışığında yolumu yitirdim. Yalancı Palatya Koyu nerede? Ben neredeyim? Tekirdağ başıma vurmuş da haberim yok… Her köyün öğretmeni, muhtarı, imamı, velisi  ve delisi varmış. Saray’ın delisi kim?

Bir başka gezide, bir başka mekan ve hikayede buluşmak dileğiyle, özlemle kalın…

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

shared on wplocker.com