Ulukışla Öküz Mehmet Paşa’nın öyküsü (Han Duvarları belgeseli)

12b

Han Duvarları şiirini yazan Faruk Nafiz Çamlıbel, 1923 yılı Mart ayında Ulukışla Öküz Mehmet Paşa Kervansarayında konakladı. Şiire esin kaynağı olan bu kervansaray, Kapadokya bölgesinden getirilen işçiliği kolay ve sağlam taşlardan yapıldı. Bu taşlar, kağnılarla patika yollardan getirildi. Nevşehir’den yola çıkan kağnılar, Niğde ve Bor üzeri Kemerhisar su kemerlerini geçerek, Kolsuz köyü yakınlarında bulunan Öküzçökeren mevkisinde durdu. Rampa bir yolda ilerleyen kağnılara koşulu öküzlerden biri, bu ağır taş yüklü kağnının yüküne dayanamadı ve düşüp, yere kapandı. Sadrazam Öksüz Mehmet Paşa, düşen öküzü boyunduruktan çıkardı ve boyunduruğu boynuna takıp, zelveyi de iyice bağladıktan sonra, diğer güçlü öküz ile birlikte ahşap tekerlekli kağnıyı çekmeye başladı. Karagümrüklü bir öküz nalbantın oğlu olan Sadrazam Öksüz Mehmet Paşa’ya, bu olaydan sonra çok güçlü olduğunu kanıtladığı için, Öküz Mehmet Paşa denmektedir. Taş yüklü bu kağnı, Toros Dağları manzaralı ve 1600 rakımlı Çaykavak Geçidini aşıp, eğri patika yollardan Beyağıl Köyü doğusunda bulunan Çatal Kayayı selamlayarak, Ulukışla’ya geldi. Ve Ulukışla’da bulunan tarihi kervansaray bu taşlarla tamamlandı (1616). Anadolu’nun doğal güvenlik kuşağı olan Toros Dağlarının kuzey yamacında bulunan ve her dönem stratejik öneme sahip olan bu kervansaray, yüzyıllardır pek çok gezgini konuk etti. Bunlardan biri de öğretmen şair Faruk Nafiz’dır. Ve eski adı Hamidiye olan Ulukışla bundan böyle, Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı ile eş anlamlı anılmaktadır…

Kaynak: www.dursunozden.com.tr

 

 

Yoruma kapalı.

shared on wplocker.com