Ortadoğu sperm sirki (ŞİİR)

ortadoğu sperm sirki

rambo hangi düşün piçi-savaşa kerkinbasra

henüz yazılmamış bir şiirde ölü tenim

ortadoğu paylaşım savaşında kefenim

bir damla çiğ üzerinde yüzmekteyim

döle yatan vahşi sperm sirki üzerinde

kanlı silahlar ve mızraklar üzerinde

bir çocuk ve bir ana göz çanağı yanan

gözlerinin derinliği dünyayı aydınlatan

bir kadın için tahtından olan esrik tanrı

her gece kişneyerek ipini koparak savaşçı

sessizliğini bozan ölülerin sesleri arasından

ölmeden kurbanın fışkıran kanını içen aslan

sallanan yatağın loş ışığı altındaki deprem

utkuyu kutlayan ışıkların kanlı giysisinde

ilk sigarasını güneşle yakan biri

ve zamanı içip bitiren son diri

uzanır sonsuzluğa mecalsiz

bir sicim ışık yakalamaya

dişi dudak arayan kör şeytan

bir yılkı tay olur göğsümde

oysa aynı ben değilim gelen

küllü ve kan gülü gömütlükte

başkaldıran son savaşçı sensin

ala şafakla at üstünde gelen sendin

dönenceler ardında sperm sirki üzerinde

yaşama tutunan bir sicim ışık ellerinde

bunlar ekvadorlu carlos’un çığlığı

bu gün dünden arta kalan nefret

alevinde ölen şair el-cahez ışığı

imgenin çatısındaki sağanak

deli fırtınaya meydan okuyan

kendi alevine bezenen o ışık

sarı benizli yeşilin içinde mavi

savaş ölümüne paslı uykuya dalış

ölü denizden inen denizci sapık

ve fuğuşa yatkın cilveli kadın

haşna-fişne yapmayı düşler

denizden gelen denizcilerle

şarkı söyler damağında tadı

arpa tarlası bereketli yaş-am

çelik parıltısı volkan ateşi teni

o aşkı çizdi gökyüzüne kanlı eli

birileri sessizliğin bedelini ödemeli

beni ve çocukları öldürüyor birileri

ölümcül bir yırtıcı derinlik çatırdayan

kutsal orospular budala çocuklar susun

sessiz olun artık

bizi öldürüyor birileri

güneşi kanatıyor birileri

ay geceleri dolaşmaz oldu

akbaba ve çakal ulumaları çığlık

yalnızlık ve balçık dehşetin yurdu

cennet için cehennemi sunan düzen

nerede bu sessizliğin kahramanları

nerede düşkünlerin onuru-umudu

adı belleğimize kazınan ulular

nerede o görkemli ölüler

yolun kör ve dilsiz tanığı

buz kentin sarhoş tanrısı

acıyı coşkuyla karşılayan

o sürü kalabalık ve keman

bilimin engininde boğulan

yitik çocuklar ve balıklar

bitmeyen o diri ışık seli

ve sonsuzluğun yüce eli

koyun ortaya yüreğinizi

dağlara inin denize çıkın

gülmek ve ağlamak için

hani bizi sen kurtarmıştın

o yaşadığın evi biz yaptık

senin sevdiğin kadın

beni seviyor mu

öldükçe diriliriz

sperm artığı değil

zamansız bir tohum

volkanız açan gonca

adımlarını izleyen göz

sessizliği bozan koca söz

bu yolun dervişiyiz-eriyiz

im kovuğundan çıkan şiiriz

ısırıp gökkuşağını öpen şair

düşlerin içindeki atlı kasırga

verimli toprakta gözyaşları

öptükçe dirilen gelecek

topla geride kalanları

şimdi gitme zamanı

dursun özden

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

shared on wplocker.com