TÜRK MİTELOJİSİNDE “KUTSAL UMAY ANA”

KAM - KopyaKadim Türk Mitolojisi’nde adı en çok anılan figürlerden biri de “Tanrının Hanımı” diye anılan ailenin ve çocukların koruyucusu Umay’dır. Orhon yazıtlarında adı geçen Umay, gümüş uzun saçlı, başında üç boynuzlu taç olan ay şeklinde betimlenmiştir.

Bilinir ki Türklerin inancı gök tanrıcılıktır. Orhon yazıtlarında Gök tanrıya yakardıkları yazılıdır.

Tengri tek tengri de bolmuş Türk Bige Kağan bu ödke olurtım.  (KT k – 1)

(Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı bu zamanda oturdum.)

Üze Türk tengrisi ıduk yiri subı ança itmis erinç Türk budun yok bolmazun tiyin, budun bolçun tiyin, kangım İlteris kaqanıg ögüm İlbilqe Katunug tengri töpüsinde tutup yüqerü kötürti erinç. (KT b 10, 11)

(Yukarıda Türk tanrısı kutsal yeri, suyu vermiş -ki Türk halkı yok olmasın diye, birlik içinde (millet) olsun diye babam İlteriş kağan, anam İlbilge hatunu tanrı yukarıdan idare ederek yükseltmiş.)

Umay teq öqim katun kutınga inim Kültigin er at boltı ( KT b 31) –

(Umay gibi, annem hatunun şerefine küçük kardeşime Kül Tigin adı verildi.)

Tanrı, Umay Iduq Yer – Sub basa berti erinç. ( T 38)

(Tanrı Umay kutsal yer / Bize gelmeyi bahşettiler.)   

UMAY SÖZÜNÜN KÖKENİ

Umay’ın adı olan taş abideyi S. İ. Rudenko ve A. N. Oluxov Altay dağlarındaki Kudirge mezarlığında buldular.

Umay sözünün um/om kökünden türediğini savlayanlar var. “Ummak/dilemek” anlamında değerlendiriyorlar. “Çift” anlamında olduğu da savlanıyor.

Umay sözü, Moğolca’da “rahim”, Tunguzcada ise “Omo-umo”, kökü “yumurtlama” anlamındadır.

Serikbol Kondibay‘a göre “uma”, “çift/son” anlamındadır. “Ana karnında doğmakta olan bebek” anlamındadır. Bu durumda, “uma” “ikiz çocuk” anlamına gelirse “Umay” “büyük anne” anlamına gelir.

Kaşgarlı Mahmut‘un “umay” sözünü açıklama biçimi de dikkate değer. Bu büyük Türk bilginiDivan-ı Lügat-it Türk’de, “Umay, kadın doğduktan sonra çıkan sondur. Kadınlar Umay ile tefe’ül ederler. Umaya tapılırsa oğlan çocuk olur derlermiş.” diye yazmaktadır.

“Umay” deyimi, Türkler arasında çok yaygındır ve yakın adlarla kullanılır. Ailenin, ocağın çocukların koruyucusu, etrafına ışık saçan bir kadın anlamında kullanılır. Bütün Türk kavimleri Umay’ı, İyilik tanrıçası, Ana tanrıça ve Hayat tanrıçası kabul ederler.

TÜRK HALKLARINDA UMAY

Türk halklarının çoğunda Umay ana, tanınır ve bilinir. Örneğin Oğuzlar, Umay anayı ana karnındaki bebeklerin koruyucusu olara kabul ederler. Hatta, “Kim Umay’a hizmet ederse oğlan çocuğu olur” deyimini atasözü gibi kullanırlar.

Şorların inancında Umay (May) bebeklerin koruyucusudur.

Teleutlar ve Şorlar Umay’ın “ülgenden” ay ışığı şeklinde iki kayın ağacı ile birlikte yere indiğine inanırlar. Ülgen-şimşek, gök gürültüsünün ekidir. Toprağın, güneşin, ayın, gök kuşağının, yıldırımın, ateşin, ilk insanın yaratıcısıdır.

Teleut efsanelerinde Umay, dalgalı uzun gümüş saçlı, ipek ağ ışıkları saçan bir ilahe gibi betimlenir.  Gökten gökkuşağı ile yere inmiş gümüş uzun saçlı genç ve güzel kadın olarak tasvir ederler. Kızıl yayı ile bebekleri kötülüklerden korumaktadır.

Teleutlar ve Hakaslarda şamanlar Umay anayı “od ana” diye çağırırlar. Onlar Umay’ı aile ocağının koruyucusu olarak bilirler.

Başkır folklorunda sabah ışığı saçan ötücü kuğu Umay, “Ural-batır” ve “Akbuzat” destanlarında içeriğine uygun yer tutar. Hatta öten kuğu, Başkırların kadim ecdadı kabul edilir ve onu öldürmek yasaktır. Başkır destanlarındaki Umay kavramı ile Doğu Türk destanlarındaki Umay kavramı arasındaki fark şudur: Başkırlar Umay’ı yeni doğurmuş ananın ve yeni doğmuş bebeğin koruyucusu olarak görmezler. Ayrıca Başkırlarda Umay’ın şaman ayinleriyle ilgisi yoktur.

Bazı tasvirlerde Umay’ın kanatlı çizilmiş olması tesadüf değildir.

Başkırlarda Umay gerçekte (ötücü kuğu, ördek) tasvirindedir ve bu elbette “Ural-batır ” dastanındakı dişi-öten kuğu imgesi ile ilgilidir.

Efsaneye göre Umay, Güneş tanrısı Koyaş’ın kızıdır. Aynı zamanda Güneşle yer değiştirmiş gibidir. O, güzel, açık renkli, dağınık saçları ile dünyayı aydınlatmaktadır. Umay, Samray kuşunun iyilik gücüne sahiptir. Ölümsüz olan ve geleceği gören Umay, kızını, ötücü kuğuya çevirip kanatlı atı Ağbuzatla göğü gezer.

“Ural -batır ” dastanında Umayın bacısı Ayhılu – Ay Güzeli olarak adlandırılır. Onların anneleri Gün ve Ay  Samray kuşu için ilk kutsal varlıktır. Ayhılu yeraltı dünyasının sahibesidir.

Umay ana hakkında Kazakların efsanesi şöyledir:

Analığın ve aile ocağının koruyucusu Umay ana, çok işgüzar bir kadındı. O, on iki kız evladı büyütmüştü. Onların her biri gittikleri her eve hoşbetlik ve uğur götürürlerdi. Bu kadınlar o kadar işseverdiler ki bir derenin suyunu kesip susuz çöllere yönlendirebilirlerdi. Onlar dağdaki çeşmeleri açıp insanların hizmetine sunarlardı.

Kızlarının insanlara yaptığı hizmetlere bakan Umay ana onlarla hep gurur duydu. Bu dünyadan göçme zamanı geldiğinde ise kızlarının canla başla halka hizmet ettiğini gördü ve onları dünyanın her yanından görünebilmesi için yüksek bir kayaya çevirdi.

Eğer insanlar onlara saygı gösterirlerse kötü olmazlar, tek olmazlar, insanlar en kötü, en çetin durumlarda bile yanlış yola sapmazlar.

L. P. Patapov‘un yazdığı gibi, Yenisey ırmağı boyunca yaşayan Türk boyu Hakaslar, bebek doğduğu andan büyüyene dek ruhu, canı Umayı (Imay) olarak adlandırarlarmış. Bebek serbest kaldığı 3 yaşlarından sonra onun ruhu “Kut” adlanır. İnsan öldüğünde “Kut” onu bir defalık terk eder.

Hakaslar’da çocuk uykuda konuşursa onun Umay’la konuştuğuna inanırlar. Eğer çocuk uykuda ağlarsa Umay’ın geçici olarak onu terk ettiği düşünülürmüş. Çocuk hastalandığında Umay’ın onu terk ettiğinden korkan ana Umay’ı tutmak için Şaman’a başvururlarmış. Çocuk ölürse Umay’ın onu bir defalık terk ettiğini söylerlermiş.

Hakaslar’da Umay böyle çocukları koruyan olarak kabul edilse de Kara Umay’ı kötü ruh, çocuklara kötülük eden olarak tanırlardı.

Azerbaycan mitolojisinde Umay imgesine rastlayamamıştık. Bir olasılıkla halk arasında “Hal anası” denen Kara Umay’dır. Adeten, yeni doğuran kadınlar, “hal anası yaptı!” derler.

Halkımızın Deyimleri Duyumları adlı kitabında M. Hekimov, “Hal anası”nı olumlu bir varlık, yeni doğan bebeğin sahibi olarak gösterir.

Anadolu inançlarını inceleyen V. A. Qordlevski, kaydettiği “Al karı”sı “Hal ana”nın özüdür. Al karı olumlu imgedir.

Bizce hem “Hal ana”, hem “Al karı” Özbeklerin “Al bast” diye adlandırdıkları kara Umay’dır. Özbekler’in “Al bast”ı yeni doğurmuş kadınlara düşmanmış; onları öldürmek istermiş. Onları, sarı ve uzun saçları olan “Sarı ana”yı kadınların koruyucusu bellemişlerdir.

SONUÇ OLARAK

Kaydettiğimiz gibi bazı Türk halklarında Umay kanatlı kuş şeklinde tasvir olunuyordu. Örneğin Kumanlar’da ana karnında oluşan bebek doğana dek Umay ana tarafından korunduğuna inanılır. Doğum sancılarında onu yardıma çağırırlar.

Kırgızlarda, “Umay Ene-Kuday Ene” kutsal sayılır. Evlatlarını savaşa gönderen analar “Seni Umay anaya emanet ettim (tapşırdım)” derler.

Büyük Manas Destanı‘nda da Umay Ana doğum zamanı kadınların yardımcısı olarak gösterilir.

Umay imgesine, yalnızca Türk halklarında değil diğer halkların mitolojilerinde de rastlanır. Hint mitolojisinde Umay’a yakın Uma adı geçer. Uma Maxadevi (Ana ilahe) olarak adlandırılan bu mit imgenin başlangıcı, kökeni M.Ö. 3 bin yılına dayanır. Bu Hindistan’a Ari ırkın geldiği devirdir. Sümerler’de olan “Hamma” da bu devre ait kabul edilir.

Kaynak: Şahnaz Kemal / Ahmet Yıldız, Gerçekedebiyat.com

 

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

shared on wplocker.com