MAÇKA’DAN MAÇİN’E (Grigore Kiazim’a) SELAM!..

1Grigore_Kiazim500px-Macin_Monumentul_Eroilor500px-Macin_Monumentul_EroilorthLMDTOHCV6186e5-_mg_0685_800_526grigoreRehber arkadaşım Münevver Hoca ve şair Gabriel Cristina ile Macin ve Tulca gezim sürüyor. Maçinli ünlü müzik otoritesi ve mandolin ustası olan Dobrucalı Tatar Grigore Kiazim’in yeğeni müzisyen Bayar Kiazim ise bu günlerde, amcası adına Bükreş’te çalışmalarını sürdüren enstitünün başında bulunuyor. Romanya’nın güneydoğusundaki Dobruca bölgesinde yer alan Tulça (Tulcea) şehrine bağlı bir ilçe olan Maçin, bağrındaki harika doğa ve tarihi güzellikleri ile keşfedilmeyi bekliyor. Tuna nehrinin Avrupa’da doğarak onlarca ülkeyi geçtikten sonra Karadeniz’e döküldüğü bölgede yer alan Maçin; Tuna Deltası’nın gölgesindeki şehir olarak tanımlanıyor. Granit madenleri ile kaplı dağları, gür ormanları, kaplıca alanları, zengin tarihi ve turistik yerleri ile dikkat çeken Maçin gerçeğini, bir sonbahar günü ziyaret ederek okurlarımıza tanıtalım istedik. Maçin’in yetiştirdiği en önemli ünlüler ise şöyle sıralanıyor: Gheorghe Munteanu Murgoci (Ünlü Romen jeologu), eski futbolcu Gabriel Gheorghe Caramarin ile Türk ve Romen kültürünü bir arada yaşatan bölgenin ünlü müzisyeni Grigore Kazım (1913 – 1989). Baba’dan Türk, anneden Romen asıllı olan Kazım’ın hayatı başlı başına incelenmeye değer bir hikaye. İlçede her yıl Grigore Kazım adına anma programları yapılıyor. Önümüzdeki yılın 12 Şubat tarihinde ünlü müzisyenin 100’üncü doğum yıldönümü için bir program düzenlenecek… Maçin’e, iki farklı yoldan; Braila ve Tulcea üzerinden gidilebiliyor. Tulcea yolu çok sarpa ve uzun sürdüğü için bize tavsiye edilmiyor. Bu nedenle Braila yolunu seçiyoruz. Tuna’nın diğer tarafında olduğu için Maçin’e gidebilmek için Tuna nehrini geçmek gerekiyor. Arabamızla Braila limanında bekleyen tekneye biniyoruz. Yaklaşık 7- 8 dakika sonra Maçin tarafındaki Smardan limanına varıyoruz. Buradan da Maçin’e doğru Tuna kolunu izleyerek enfes bir orman yolundan ilçeye gidiyoruz. Yaklaşık 5 saatlik Bükreş – Maçin yolculuğundan sonra nihayet ilçeye varıyoruz. Tarih boyunca; konumu, ulaşımı, güvenliği yönüyle çok stratejik bir yeri olan Maçin ismi M.S. 400’lü yıllara kadar gidiyor. Ancak ilçe adının resmi olarak geçtiği ilk belgelere 1600’lü yıllara ait Osmanlı kaynaklarında rastlanıyor. Osmanlı’nın en önemli askeri Garnizon’unun bulunduğu Maçin, son yüzyıla kadar stratejik açıdan da hep önemini korumuş. Bu nedenle bölgeye olan lojistik destek çoğunlukla Maçin’den sağlanmış. Osmanlı’nın bu amaçla Tuna’nın altından Braila ile olan geçiş noktasında tünel yaptırdığı ve bugün bile inanılması güç olan nehir altından tünelle geçişi sağladığı vurgulanıyor. Günümüze herhangi bir kalıntısı ulaşmasa da Braila kalesinin altından bir tünel kalıntısı bulunduğunu, bunun Tuna altından Maçin’e doğru gittiğini daha önceki bir görüşmemizde bizzat eski Braila belediye başkanı bize ifade etmişti. Geçmişte Maçin – Tuna kolu üzerindeki limandan İstanbul’a büyük miktarlarda kereste ticareti de yapılıyormuş. Bugün bile tarihteki kadar olmasa da liman hareketliliği devam ediyor. İlçe, geçmişte pek çok savaşa sahne olmuş. En son 1877’deki Osmanlı – Rus savaşında da Maçin, Rusların büyük tahribatına ve yıkımına maruz kalmış. Maçin’de Osmanlı’dan günümüze sadece 1860’lı yıllarda yapılan Mestan Ağa Cami, bir han, yarısı yok olmuş bir müslüman mezarlığı ile bir avuç Evlad-ı Fatihan kalabilmiş. Mestan Ağa Camii imamı Revan Talip, bize cami ve Müslüman ahali ile ilgili bilgiler veriyor. Tarihi camiinin abdest mahalli sorunu ve ısınma problemi bulunduğunu belirten Revan, kültürümüzün son bayraklarından biri olan tarihi eserin bazı yerlerinin de su basması nedeniyle yer yer ahşap bölümlerinin tahrip olduğuna dikkat çekiyor. Aynı şekilde tarihi mezarlık ta harap vaziyette. Talip, birçok yetkiliye durumu aktardığını ancak şu ana kadar herhangi bir çözüm bulunamadığını vurguluyor. Toplam 44 kilometrekarelik bir alanda yer alan Maçin’in nüfusu 10 bin 625 kişi. 11 farklı azınlık ve 9 inanç grubundan insanların yaşadığı ilçedeki Müslümanların sayısı ise 347 kişi. Bunların da çoğunu yaşlılar oluşturuyor. Genç nüfus diğer gelişmiş Avrupa ülkelerine gitmeyi tercih etmiş. Yeni nesil arasında Türkçe öğrenmede büyük problem var. Belli bir sayıya ulaşamadıkları için Türk çocuklar Türkçe’yi öğrenmekten mahrum kalmış. Zaman zaman Leman Talip hanımın çocuklara ders verdiğini öğreniyoruz. Talip, bunun çok yetersiz olduğunu vurguluyor ve bu konuda destek beklediklerini aktarıyor. İlçe halkının geliri ağırlıklı olarak; tarım, hayvancılık, kereste, tekstil, ticaret ve küçük çaplı işletmelere dayanıyor. Büyük bazı endüstri işletmeleri ise miadını doldurmuş durumda. Macin; granit, kaplıca ve harika doğa güzelliklerine sahip olan ilçe, turistik açıdan da gelecek vaad ediyor. Masallarımızda geçen Kaf Dağ’ının ardındaki kadar olmasa da esrarengiz pek çok yönüyle Tuna’nın öbür tarafındaki Maçin de; gezmeye, görülmeye ve tekrar hatırlanmaya değer bir yer… Trabzon’un Maçin ilçesinden gelip Tulça’nın Maçin ilçesini kuran; kemençe, horon ve kara lahna kültürünü yaşatan ünlü müzik adamı Grigore Kazım’ın akrabaları, bu gün de aynı geleneği yaşatıyor… Çin’den Maçin’e değil ama Maçka’dan Maçin’e uzanan hareketli Karadeniz Horon havası eşliğindeki bir göçün ve İstanbul Boğazı’nı Tuna Nehrine başlayan sevda yüklü göç öyküsünün izini sürdük… Bu yitik sesi birlikte aralıyoruz ve kulak veriyoruz, yeniden; “Tuna Nehri Akmam Diyor” diyerek… Bükreş’te Grigore Kiazim’a Saygı Programı Güfte ve besteleriyle 1965 yılında Romanya Hükümeti tarafından “Romanya Millî Halk Sanatçısı” unvanı verilen ünlü Müzisyen Grigore Kiazim, Bükreş Yunus Emre Türk Kültür Merkezinde anıldı. Programa konuşmacı olarak katılan Grigore Kiazim’in yeğeni ve Müzisyen Bayar Kiazim, doğumunun 100. yılında Grigore Kiazim’ı unutmayarak vefa borcunu ödemek adına bir toplantı düzenleyen Bükreş YETKM Müdürü Ahmet Sarıgül’e teşekkür etti. Bayar Kiazim, amcası Grigore Kiazim’in Romanya’da Türk müziğinin tanıtılması ve sevdirilmesi için verdiği mücadeleyi anlatarak “Romen folklorunda kobza, gitar ve diğer enstrümanları çalan birçok sanatçı var; fakat Romen folklor tarihi tek bir Mandolin üstadı tanımış ve kayıt altına almıştır o da; Grigore Kiazim’dir.” dedi.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

shared on wplocker.com