Konya’dan bir yıldız kaydı
GEZGİN YÜREK ZEKİ OĞUZ’UN ARDINDAN…
(ÇALI Dergisi Sahibi, Sahaf, Şair, Yazar, Fotoğrafçı, Yörüklerin Efendisi ZEKİ OĞUZ; sonsuz ve zamansız bir yolculuğa çıktı. Işığı bol olsun!)
Dursun ÖZDEN (Dam Arkadaşı)
Toros Dağları’nın özgür çocukları, Sarıkeçili Yörükleri ve Konya Rampalı Çarşı esnafı ile kitap sever dostları öksüz kaldı…
Geçtiğimiz ay, 51. Sanat yılını, Toros Dağları’nı yurt tutan Sarıkeçili Yürük Aşiret obasında; Kara kıl çadırda, kaba ardıcın koyu gölgesinde ve çam oluklu kırk göze pınar başında, eski can dostlarının bereketli sebil sofrasında, Türkmen konar göçerler, keçiler, develer ve Yörük çoban çocuklarla kutlayan Konyalı yazar ve fotoğrafçı Zeki Oğuz, Konya Ovası’nın tuz kokulu sarı sıcağından, obruk çukurlarında yankılanan doğal hayat ve çevre, insan eliyle felakete dönüşürken, esin kaynağı Yörük obalarının yolunu tutar. Her yaz serin yaylaklara gider. Orada yazar, röportaj yapar ve bol bol fotoğraf çekerdi.
Mamak’tan dam arkadaşım, yazın ve ekin dostum sevgili kardeşim Zeki Oğuz, Konya’daki ilk adresim ve dert yoldaşımdı. TİP ve TÖS yöneticileri yanı sıra; 1 Mayıs marşını yazan ve besteleyen Sarper Özhan, EMO Başkanı Latif Karadağ, koğuş sorumlusu Deniz Gezmiş’in yakın arkadaşı İstanbul Dev-Gençli Mustafa Lütfi Kıyıcı, Niğdeli Askeri Tıbbiyeli Lütfi Dokuzoğlu, Ankara HÜ çalışanı Mustafa Can, Antepli Ahmet Kınacılar ve Ahmet Bozkurt, Adanalı Ahmet Sürücü, Niğdeli motor ustası Adnan Keserbiçer, Adanalı Köy Enstitülü Nuri Ayvalı, asortik köy berberi Nazmi Yalçın, Malatyalı inşaat işçisi Mehmet Tuncer, Sendikacı Suat Şükrü Kundakçı, Avukat Şakir Keçeli, Zihni Anadol, Turgut Akalın, Yılmaz Güney’in arkadaşı Miço, Yazar Erdal Öz, Mustafa Yalçıner, ODTÜ öğrencisi Tayfun Mater, Diyanet İşleri eski Başkan Yardımcısı-İlahiyatçı Yaşar Tunagür ile koğuşta birlikte volta attığımız islamcı ve ülkücü gençler yanı sıra; yeni gelen tutuklulara “itiraz dilekçesi” yazmayan ve sofrada yiyeceklerini paylaşmayan kibirli Av. Kemal Burkay gibileri, hep anımsardı Zeki Oğuz. Zor günlerde, zor-acı anıları paylaştık Zeki can ile… İçeride aç kaldık, gardiyan askerlerin sunumu olan kumlu pilav ve mercimek yemeğine inat, berber Nazmi’nin yanında kısmetimizi bulmuş ve açlıktan kurtulmuştuk. Sorguda askeri savcı yüzbaşı Baki Tuğ’un zulmü asla unutulmaz… Güven duyabildiğim çok özel bir kader arkadaşımdı Konyalı Köylü Zeki… Dışarıda da ilişkilerimiz ve dostluğumuz hep sürdü… Zon zamanlarda Zeki’ye hep destek olan eşi, babası gibi iyi bir fotoğrafçı olan kızı Şafak Oğuz Çakır ve damadı İrfan kardeşimle yakınlığım, hep sürmektedir, sürecektir… Konya Rampalı Çarşı’nın bilge dervişi Zeki abileri yok artık… Onlarda öksüz kaldı…
Zeki Oğuz’u sevenleri daha çok özgün fotoğrafları, Yörükler üzerine yaptığı araştırmaları, öyküleri ve Çalı Dergisi yönetmeni olarak tanımaktadır. Oysa Zeki’nin şair yanı, öykü ve gezi yazıları kadar önemlidir. Zeki’nin özgün dizeleri, yalın ve imge yüklü dağarcığından süzülen bereketli Anadolu ekini şiirlerin başak yüklü ağırlığı ve duygu coşkusu ile taçlanmaktadır…
Şimdi o; Trakya’da, Kıyı Ege’de, otağına konuk olduğumuz ve geçtiğimiz yıl sonsuz ve zamansız bir yolculuğa çıkan, Zeki’nin yeşil nakışlı “Cadısı” sevgili Aslı ile Eski Foça yamacında bulunan, yel değirmenleri ile döne döne, yan yana ve yana yana dans etmekte şimdi… Sarı dünya sigaranın dumanını “dost”(!) edinen; yaşama tatlı tebessümü ile dokunan o Gezgin Şair Zeki Oğuz’dan; bir içimlik-tek nefeslik, yaşama dokunan ya da gül benizli-iğde kokulu “Çalı” dostlarını, Toros Yaylasını, Konya Ovasını, obrukları, Tuz Gölü’nü, Cihanbeyli Gölyazılı şair dostlarını, Yörük obasını ve Şiir Alayını yasa büründüren ve kanayan 2 acı şiir ile sevgili Oğuz beyi Zeki’yi selamlıyoruz:
“SENSİZ
bu akşamüstü bu yalnızlıkta,
hangi şarkı var dilinde?
bilmek isterdim,
başka hangi yürek yanıyor?
sensizliğin cehenneminde…”
“PARSANA
Ah Parsana! düşlerimin ülkesi
Tozlu yollarında kaldı
Çocukluğum, ilk gençliğim.
Yorgun steyrler gelir giderdi
Konya’dan, Sille yolundan
Malas Caddesi’nde at arabaları.
Bereketli topraklardı
Tren yolunun iki geçesi
Bir yanda arpa tarlaları
Bir yanda buğday tarlaları
Arpanın sarısına karışırdı
Göçmen güzelin ekmek kokusu.
Halıcı kızlar geçerdi
Buğday tarlalarından
Ah Parsana!
Hoca Cihan’ın sürüleri sulanırdı
Çıngıraklı kuyularda
Bağrımı serinletirdim, o sularda
Yaz geceleri
Tamirci çırakı Mehmet
Boyacı ustası Nezir ve ben
Ağır misafiriydik Emek Sineması’nın.
Musalla bağlarında yaktığımız ateşte
Yitip giderdi düşlerimiz
Sevdiğimiz kızlar karışırdı
Gördüğümüz filmlere.
Pir Ali ile Kör Memet ile
Güzeldin Parsana
Pir Ali deli yanındı, hoş yanındı.
Türkülerini söylerdi Kör Memet:
“Şu Sille’den gece geçtim, görmedim anam
Şu dünyada muradıma ermedim anam…”
ZEKİ OĞUZ Kimdir?
(Şair, öykü ve araştırmacı yazar, gezgin fotoğrafçı).
(1 Ocak 1951/Konya-Selçuklu-Tatköy) – (12 Ağustos 2023-Konya).
Erkek Sanat Enstitüsü (1966) mezunu. Konya’da bir süre gazetecilik (1969-70) yaptıktan sonra çeşitli işlerde çalıştı. 1971’dan itibaren başladığı memuriyet görevi bir ara; 12 Mart 1971 Askeri Darbe ve Sıkıyönetim döneminde, Ankara-Mamak Askeri Tutukevinde yatmış ve ilk duruşmada suçsuz olduğu anlaşılarak serbest bırakılmıştır. Bu nedenle, 1402 Sayılı Sıkıyönetim Yasasına muhalefetten, iş hayatı kesintiye uğramıştır. Daha sonta Konya Tarım il Müdürlüğü’nde çalışmış ve oradan emekli olmuştur. Ardından da; Konya’da Rampalı Çarşı’da Sahaf ve Kitabevi işletti ve Konya’da Çalı Dergisi’ni çıkardı. Çalı Dergisi, taşrada istikrarlı olarak yayınlanan, nitelikli bir edebiyat, kültür ve sanat dergisi olarak ve özgün süreli yayın hayatı süresinde, Anadolu’da pek çok genç şair ve yazarlara teşvik ve destek olmuştur. İstanbul başta olmak üzere, büyük kentlerde yayınlanan dergi ve gazetelerin kuşatmasına karşın; Çalı Dergisi, genç kalemlerin nitelikli ürünlerini yayınlamıştır. Karma sergilere katıldı ve kişisel fotoğraf sergileri açtı. Özellikle Toros Daşlarına göç eden Sarıkeçili Yörükler üzerine yaptığı çalışmalar, pek çok araştırmacıya kaynak olmuştur.
Çalı Dergisi Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Zeki Oğuz’un, ilk şiir, öykü, fotoğraf ve röportajları; 1968’de Yeni Konya Gazetesi’nde yer almıştı. Ürünleri sonraki yıllarda Yeni Konya, Yeni Meram, Somut, Varlık, Tan (Yugoslavya), Yaba, İnsancıl, Eşik, Aykırı Sanat, Gerçek Sanat, Çağrı, Minerva, Berfin Bahar, Bizim Gazete, Tavır Gazetesi ve çeşitli dergilerinde yayımlandı. Çalı Dergisi’ni Nisan 2003’ten itibaren yeniden çıkarmaya başladı. Yeni Konya Gazetesi’nde edebiyat ağırlıklı günlük köşe yazıları yazdı (1996). Zeki Oğuz, Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Konya Aydınlar Ocağı üyesidir.
Gütkan Uçkan, Zeki Oğuz için şunu yazdı:
“Zeki Oğuz, Yoksul bir evde onca kitap olmasına akıl erdiremeyen’ insanların nasıl hoyratça en küçük güzellikleri ve mutluluk kırıntılarını bile çok gördüklerini de yazıyor. Anadolu bozkırında, o ufuktaki dağların yamaçlarında yeşeren ‘allıgelin’ çiçeklerini ve ‘eren’ erikleri, kayısıları da. Bütün değerlerin hızla yok edildiği bu küreselleşme illeti içinde eli kolu bağlı insanlar için Oğuz’un öyküleri, serin bir kaynaktan içilen birkaç yudum su gibi.”
1997 Yılında Konya Çalı Kültür Sanat Dergisi’ni yayınlamaya başladı. Haziran 2001 tarihine kadar 51 sayı yayınlandı. Bir süre yayınına ara verilen Çalı, Nisan 2003 tarihinden itibaren yeniden yayınlanmaya başladı. Daha sonra yeniden yayın haytaına son verdi.
Eserleri:
1. Kavgadayız Her Saat (Şiir 1970)
2. Bebek (Öykü 1981)
3. Hoyrat (Öykü 1. Baskı 1990 – 2. Baskı 1992)
4. Ademin Kaburga Kemiği (Öykü 1995)
5. Yüreğimi Getirdim Armağan (Öykü 1995)
6. Ürkek Bir Keklik (Öykü 1995)
7. Gezgin Yürek (Şiir 1999)
8. Gelenek ve Görenekleriyle Konya Dağ Köyleri (Halk Kültürü 1. Baskı 1997,
2. Baskı 2OOO)
9. Dolavlı Yılmaz Güney (Öykü 2002)
10. Bir Bozkır Türküsü Beldeleri Yaylalarıyla Konya (Gezi 2003)
11. Yaylaların Özgür Çocukları YÖRÜKLER (2004)
12. Seçme Öyküler (2OO4)
13. Toprak ve Gelenek (Konya Dağ Köyleri – 2O05)
14.Taşra ve Gezgin (Beldeleri Yaylalarıyla Konya-2005)
Zeki Oğuz’un yeni çıkan kitapları:
11) Yaylaların Özgür Çocukları Yörükler (araştırma 2004)
12) Seçme Öyküler (2004)
13) Toprak ve Gelenek (halk kültürü 2005 Çizgi Kitabevi)
14) Taşra ve Gezgin (gezi 2005 Çizgi Kitabevi )
15) Seçme Yazılar (2006 Çalı Kültür Sanat Dergisi)
16) Yüzler (albüm 2007 Çalı Kültür Sanat Dergisi)
17) Gümüş Saplı Bıçak Miço (Anı-roman 1. Baskı Ekim 2009-
2. Baskı Mart 2015 Nüve Kitabevi)
18) Konya Bozkırlarında bir gezgin Yol Hikâyeleri (2016 Çizgi Kitabevi)
19) Konya’nın Kırk Gezilecek Yeri (2016 Konya BB Kültür Aş.) 20) Akdeniz’den Toroslara Sarıkeçililer (2016 Çimke Yayınevi) 21) Cadılarıma Türküler ( şiir/albüm 2020 Çizgi Kitabevi)
22) Parsana, ( araştırma 2020 Çizgi Kitabevi).
Hakkında Hazırlanmış Tezler:
1– Zeki Oğuz’un Hayatı, Sanatı ve Eserleri, hazırlayan, Alaattin Günan. Danışman, Doç. Dr. Mustafa Özcan.
2– Zeki Oğuz’un Hikayelerindeki Halk Bilimi Unsurlarının Bulunup İncelenmesi. Hazırlayan, Süleyman Tek. Danışman, Dr. Aziz Ayva.
3– Zeki Oğuz’un Gezi Yazıları. Hazırlayan, Murat Küçük. Danışman, Dr. Aziz Ayva.
4- Zeki Oğuz’un Hayatı, eserleri ve Sanatı. Hazırlayan, Leyla Poçan. Danışman, Yrd. Doç. Dr. Aziz Ayva.
Hakkında Yazılmış Kitap ve Yazılar:
5- Zeki Oğuz’la Baş Başa. Söyleşiler ve yazılar. Ahmet Gögercin, Çizgi kitabevi 2018.
6- Yüreğimi Getirdim Armağan (Zeki Oğuz için), Dursun Özden, Okudukça, Marmara Yayınları, 1998-İstanbul.
7- Çalı Çiçeği ve Yörükler (Zeki Oğuz dizeleri), Dursun Özden, Kuşatılmış Yazılar, Edebiyat Koop Yayınları, 2009-İstanbul.
Zeki Oğuz’dan tatlı-özlü sözler:Ah Çocuklar; Yoksulluk öyle bir vurdu ki halkımızı, fiyatlar el yakar, can yakar oldu. Çarşı-pazar ateş pahası. Bundan…
Şehrimiz Konya’nın en güzel yerleri, Sarıoğlan’dan başlayarak bütün Taşeli’ni içine alan bölgelerdir. Bölgenin dağları, vadileri 1970…
Farkında mısınız, bir korku iklimi sardı ülkemizi! En küçük bir hak arayışı orantısız bir güçle bastırılıyor.…
Kuşlar göçer yüreğimden, göçmen kuşlar, gurbet kuşları. Her kanat vuruşu derin yaralar açar. İçimden ağlamak gelir…
Zeynep Cadım; Bir çocuk, küçücük yüreğinde bu kadar mı biriktirir acıyı? Yaşama sevincini yitirmiş bir çocuk bu kadar…
Tarım Emekçileri; “Gurbette ömrüm geçecek, Bir daracık yerim de yok, Oturup derdim dökecek, Bir vefalı yârim de yok.”
KAYNAK: www.dursunozden.com.tr