Güneş’in Bereketli Köyü KANDIRA (İç gezi)

Güneş’in Köyü KANDIRA

Dursun ÖZDEN

Kandıra, Batı Karadeniz Bölgesinde bulunan, Kocaeli‘nin yeşil ve bereketli, bir şirin ilçesidir. Kocaeli Yarımadası‘nın kuzeyinde yer alır. Osmanlı yönetiminden bu yana bir belediyeye sahiptir. Osmanlı’nın-İstanbul’un gıda, sebze ve meyve gereksinimini karşılayan ve bir manav görevini taşıyan Kandıra’ya, bu bölgede ve İstanbul’da yaşayan eski Ermeniler; bu bölgede, yerleşik ve tarımla uğraşan halka “Manav” derlerdi. Şimdilerde ise, hala yerleşik halka manav denmektedir. Oysa buranın halkı Orta Asya kökenli, yerleşik Türkmen boyudur. Milli Mücadelemizde büyük yararlılıklar gösteren ve İstanbul’u işgal eden İngilizlerin silahlarını ve cephanesini çalıp, gizlice Anadolu’ya aktaran; Kandıra Kuvayı Milliye Müfrezelerine selam olsun!..

Kandıra’da doğa ile iç içe, sağlıklı ve mutlu yaşamak için; mısır ekmeği ile ilk mandırada manda yoğurdunu kana kana, bandıra bandıra yemenin tam zamanı…

Modern Seyyah ve Yoleri Gezgin Derviş; Cumhuriyetimizin 99. yılında, dünyanın 99 halini keşfedip, belgelemeye; Anadolu coğrafyasını arşınlamaya ve tanıtmaya devam ediyor… Bu kez yolum, Güneş’in Köyü, mandıra bereketi ve Anadolu’nun aydınlık yüzü Kandıra’ya düştü…

Kandıra’da doya doya, kana kana Güneş’i içmenin; yeşil ile mavinin uyumlu dansını yapmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyoruz… Güz mevsiminde, dağlarda ağaçların gökkuşağı rengini kuşanması ise, yerli ve yabancı gezginlerin ve turistlerin meraklarını gidereceği; temiz doğa harikası, eşsiz görsel manzaraların ve bereketli toprakların vatanıdır, Güneş’in Köyü Kandıra… 

Kandıralı yazar, şair Muzaffer Uyguner abi; İstanbul-Bostancı’da düzenli olarak yapılan “Türk Dili Dergisi Perşembe Toplantıları” sırasında, yıllar önce benden; Kandıra’’da bir etkinlik yapmamı, Kandıra’yı tanıtan bir gezi yazısı yazmamı ve fotoğraflarla zenginleştirip, Kandıra’yı ulusal ve uluslararası basın ve yayın organlarında tanıtmamı istemişti. Aradan yıllar geçti, bu güne nasipmiş… Muzaffer abi ışıklar içinde uyu… Senin yerine, senin köyünü-Güneş’in Köyü Kandıra’yı gezmekteyim, yazmaktayım… 1974’de Kıbrıs Barış Hareketi öncesinde; Kandıra’daki “Ayşe tatile çıksın” şifresini Londra’da gönderen, zamanın efsane diplomatı ve Eski Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Turan Güneş hocanın memleketi; Güneş’in Köyü Kandıra’ya selam olsun… Güneş’in köyünde, Kandıra’da yaptığımız gezi devam ediyor…

Kandıra’yı gezip görmek için, ulaşım çok kolay. Kendi aracınızla, otobüsle gelmek kolay. Ya da İzmit Otogar’dan düzenli olarak, karşılıklı belediye otobüs seferleri yapılmaktadır. Duble yol çalışması ise, yer yer devam ediyor… Kandıra’da Cebeci ve Kefken’de bulunan otel ve pansiyonlarda kalmanızı ve sağlıklı eğlence ve dinlence yapmanın dayanılmaz hafifliğini yaşamanızı öneririm…

Kandıra’da bulunan, çağdaş sekiz sivil toplum kuruluşunun ortaklaşa düzenlediği; “Atatürk’ü Anma Haftası” kapsamında, beni de konuşmacı olarak davet ettiler. Kandıra Yelken Sineması’nda yapılan etkinliğe çok sayıda Kandıralı katıldı. Söyleşi, İmza günü, folklor oyunları, şiirler ve müzikle yapılan etkinliğe ilgi fazla idi…

Kandıra gezim sırasında bana fazlasıyla yardımcı olan ve bir Kandıra sevdalısı rehber arkadaşım; Aygün Aynagöz (Kandıra Lisesi Mezunları Derneği Başkanı) ile kent merkezi ve köylerinde bulunan alternatif turizm potansiyeli olan yerlere gittik. İlgili kişilerle sohbet ettik. Onların görüş ve önerilerini yazdık ve fotoğraflar çektik… İlk rotamız; Kandıra’nın merkezinde bulunan 300 yıllık tarihi hamam işletmecisi Mehmet Yüksel’in çay ziyafeti oldu. Ardından;  Nardane-Ahmet Kuşçu’un başlattığı 120 dönüm arazi üzerine kurulu organik bahçe ve 1200 çeşit Ata Tohumun saklandığı “Tohum Bankası”nı gezip gördük ve aslen Mersin’e bağlı Mut ilçesinden olan ve bir Yörük Hanım Ağası (Atatohum Anası) olan, adı gibi güzel ve bereketli Nardane Kuşçu, bir öğretmen titizliği ve disiplini içende bizi bilgilendirdi. Sonra, Kandıra’da Deniz salyangozu işi yapan Martaş Genel Müdürü Selçuk ve Salman Uztürk kardeşlerin işyerini görme şansımız oldu. 

Kandıra merkezden Kefken’e giderken yaklaşık 8 km uzaklıkta bulunan Baba Tepe’deki; Kocaeli Fatihi Akçakoca Bey’in Anıt Mezarı mutlaka görülmelidir. Burada gün batımı manzarasını fotoğraflamayı unutmayınız. Doyumsuz orman manzarası ile dikkat çeken kara yolu, bir hortum gibi bizi mavi denizin derinliklerine çekti. Altın kumsalı ve mavi bayraklı denizi ve dingin-sakin-yaşanılabilir kent özelliği ile Kefken kıyıları, Kefken Plajı, Kerpe Pembe Kayalıkları ve Balık lokantaları ile yerli ve yabancı turistlerin uğrak ve kaçamak yeri olmuştur. Pembe Kayalıklara giderken, hemen yolun solunuzda bulunan Karagöz Restorant, balık ve deniz ürünleri yanı sıra; organik yiyecekler ve içecekleri sunan işletmeci ve çalışanların konukseverliği; sizin buraya yeniden gelmeniz için yeterlidir…

Kandıra-Şerefsungur Mahallesi Tekkeli Köyünde, Roma döneminden kalan Delikli Lahit Taşını ararken; Çakırcalı Köyü civarında Ahser Okyar’ın bahçe çardağında, kahve molası verdik.  

Öte yandan; Kandıra, Kocaeli‘nin sanayisi gelişmeyen tek ilçesidir. İzmit-Kandıra arasında Kandıra F Tipi Cezaevi bulunmaktadır. Ve Kandıra son zamanlarda ne yazık ki, bu özelliği ile daha çok bilinmektedir. Ayrıca Kandıra halkının bir bölümü çalışmak için İzmit‘e gitmektedir. Kandıra köylerinden İzmit‘e yerleşenler çoğunluktadır.

Tarihçe

Kandıra’da; Antik Çağdan günümüze uzanan, pek çok uygarlık izleri bulunmaktadır. Bazı araştırmalara göre; MÖ: 7. yüzyılda, göç yoluyla bölgeye Misler, Bebrikler ve Megaralılar yerleşmiştir. Osmanlı Döneminde Akçakoca tarafından fethedilmiştir. Milli Mücadele döneminde, işgal altında bulunan dönemin Osmanlı başkenti İstanbul’dan, Ankara’ya geçmek için çokça kullanılan bir güzergaha sahip olmasından ötürü; İngilizlerin ve Yunanların işgaline uğruyor. Daha sonraki yıllarda, Türk Ordusunun zafer elde etmesiyle işgalden kurtulmuştur. Milli Mücadelede; Kandıralı Kuvayı Milliyeci Müfrezeleri özverili vatan savunmasındaki başarılı direnişleri; Atatürk’ün “Büyük Nutuk” kitabında yer almaktadır. Kurtuluş Savaşı yıllarında, Mareşal Fevzi Çakmak ve bazı ünlü komutanların Kandıra’da batı cephe savaşlarını buradan yönettikleri bilinmektedir. Akçakoca Bey başta olmak üzere; Şair-yazar Muzaffer Uyguner, Salih Zeki Eyen, Niyazi Yelkencioğlu, 1974’de Dışişleri Bakanı Turan Güneş ve 1971’de zamanın Başbakanı Nihat Erim gibi pek ünlü (!) kişiler de Kandıralıdır. Mustafa Kandıralı gibi bazı ünlü sanatçıların memleketidir Kandıra…

Bizanslılar döneminde Kandıra’ya santral anlamında kullanılan “Kentri” adı verilmiştir. Yörede kazılardan elde edilen eserler, İzmit Müzesinde sergilenmektedir. Bunlardan birisi de Salmanlı Muharremler Köyü’nde bulunan üzerinde öküz başı ve üzüm salkımı olan lahit ve Delikli kaya mezar taşı parçası bulunmaktadır.

Nüfus ve konum

Kocaeli ilinde nüfusu 10.000’i aşan yerleşmelerin en küçüğü Kandıra’dır. Karadeniz’e açılan bir vadinin yamaçlarındaki düzlükte kurulmuş olan Kandıra, İzmit’e 48 km’lik bir yolla bağlanır. 1927’de 2.660 olan nüfusu, 1975’te 10.000’i aşmış (10.187), ama sonraki sayımlarda bu sayının altına inmiş (1980’de 8.161, 1985’te 9.329), 1990’da yeniden 10.000’i geçmiştir.

Eğitim ve dükkanlar

Kandıra İl Merkezi İzmit’e 46 km, yaklaşık 40 dakika uzaklıkta bulunmaktadır. İlçenin en önemli kurumlarının başında Kocaeli Üniversitesi Kandıra Meslek Yüksek Okulu gelmektedir. Kandıra MYO’su, ilçenin dışa tanıtılmasındaki en büyük etkendir. İlçede yoğun öğrenci nüfusu bulunmakta, ayrıca üniversite öğrencilerinin Kandıra halkı içinde önemli katkıları olmaktadır. Kandıra halkının çoğunluğu üniversite öğrencilerine boş olan evlerini kiraya vererek buradan bir miktar kazanç sağlamaktadır. İlçede bakkal dükkanları, berberler, İnternet kafeler, kırtasiyeler ve ekmek fırınları çoğunluktadır.

Turizm

Kandıra’nın en bilindik sâhilleri olan Kefken, Kerpe, Bağırganlı, Kumcağız, Cebeci, Seyrek, Sarısu, Pınarlı gibi yerleri yaz aylarında ziyaretçi akınına uğramakta İzmit, İstanbul, Adapazarı gibi yakın coğrafyadan tatilciler de buralara gelmektedir. Özellikle hafta sonlarında daha kalabalık olmaktadır.

Kandıra’da Gezilip Görülecek Yerler

Bir tarım kenti olan Kandıra, Kocaeli iline bağlı bir ilçedir. Kandıra ilçesi İzmit Körfezi’nin kuzeyinde Karadeniz kıyısında yer almaktadır. Kandıra ilçesi, İzmit merkezine 45 km uzaklıkta yer almaktadır. Tertemiz denize, yeşil bir doğaya, huzurlu bir atmosfere sahip Kanıra ilçesi, şehrin kalabalığından kurtulmak isteyenlerin uğrak yeridir. Kandıra ilçesinde gezilecek doğal güzelliğe sahip çok sayıda yer bulunmaktadır. 

“Kapalı F Tipi Cezaevi” ile tanınan Kandıra sınırlarında yer alan; mutlaka gidilmesi gereken ve turizm potansiyeli olan yerlerden: Akçakoca Bey Anıtı, Narlı Çiftliği, Pembe Kayalar, Cebeci, Bağırganlı, Sarısu, Kumcağız, Kefken ve Kerpe gibi Karadeniz kıyısında bulunan yemek, konaklama ve dinlence yerleri yanı sıra; liman, koy, altın kumsallar ve plajlar; “Güneş-deniz-kum” gibi bildim turizm potansiyeli yanı sıra; ormanlık ve yeşil alanlarda yapılan mesire yerleri, dinlenme tesisileri, balıkçılık ve kamp turizmine ek olarak; bisiklet ve yaya alternatif turizm rotaları da bu bölgede rağbet görmektedir… Bölgenin tarihi ve kültürel yapısını öğrenmek istiyor iseniz, Eczacı Sevim Deren’i ziyaret ediniz. Kandıra Gençler Birliği ve Kandıra Spor Kulübü takımının dinamik, çağdaş, zeki futbolcularını, Kandıra Koşu-Bisiklet Grubu ve Kandıra FM Radyosu çalışanlarının bölgenin tanıtılmasındaki katkılarını da küçümsemeyiniz…

Tarım ürünleri yanı sıra; hindi, tavuk, bufala, manda, büyük ve küçükbaş hayvancılığında da adını duyuran Kandıra köylerinde, mahalle ve kent merkezinde bulunan işyerleri, tarihi yapılar, hamam, terzi, berber, lokanta ve de ahşap, eski kagir, kerpiç ve taş evleri görebilirsiniz. Kentin sosyal etkinliklerinin yapıldığı ve tek sineması olan Yazıcıoğlu Sineması da görülmesi gereken yerlerdendir. Yine kent merkezinde yer alan Niyazi Yelkencioğlu Kültür Merkezi ve Turan Güneş Müzesi mutlaka görülmelidir. Kandıra merkezde bulunan deniz salyangozu atölyesini merak edenler için, görülmesi gereken ilginç bir işyeridir. Kocaeli’nin önemli eşraf ve tüccarlarından olan Niyazi Yelkencioğu’nun izinden yürüyen yakınları ve uluslararası ticaret yapan salyangoz tüccarları da kente istihdam ve parasal girdi sağlamaktadırlar.    

Öte yandan; Kandıra’da yapılan ve yapılacak olan barajın bitimi sonrası; 18 köyün ve tarım alanlarının sular altında kalacak olması, çevrecileri ve üretici köylüleri endişelendirmektedir.

Kandıra İlçe merkezinde ve 96 mahalle-köyde bulunan halkın sosyal yaşamı, ekonomik durumu ve turizm açısından beklenti ve önerilerini de dinledik…

Buralarda yer alan gezilecek yerlerden bazıları ise şunlardır:

Akçakoca Gazi ve Anıt Mezarı

Kocaeli’nin bereketli topraklarında yer alan Kandıra’da, alternatif turizm rotasında; mutlaka gezilip görülmesi gereken yerlerin başında yer alan; Kocaeli Fatihi Akçakoca Bey Anıtı’nın bulunduğu Baba Tepe’de, gün batımını mutlaka gözlemleyiniz…

Akçakoca Bey Kimdir?

Akçakoca Bey’in babası Abdulmelik b. Abdulfettah’dır. Ailesi muhtemelen Anadolu Selçukluları döneminde uç bölgelere yerleştirilmiş bir Türkmen boyuna mensuptur. Akçakcona Bey’in de Aşiret beyi olduğu ve Ertuğrul Gazi’ye bağlı bulunduğu sanılmaktadır. Kandıra ve çevresinin fethedilmesinde görev alan Akçakoca Bey, Ertuğrul Gazi, Osman Gazi ve Orhan Gazi´nin silah arkadaşı ve yoldaşıydı. İlk devir Osmanlı tarihi yazarlarının eserlerinde adı geçen bu alp-erenin, kendisi ve ailesi hakkında bilinenler oldukça kısıtlıdır.

Akçakoca, Sakarya mıntıkasına ve İzmit taraflarına yaptığı akınlarla burularda bazı kaleleri fethetmiş, Ayan(Sapanca) gölü çevresini alarak Ayan Köyü´nü üs edinerek İzmit bölgesine doğru akınlarda bulundu. Daha sonra1326 yılında Ermeni Pazarı, Kandıra, Akçaköy, Kaymas fethetmiş ve Aşiret Beyi olan Konur Alp ve Abdurrahman Gazi ile Aydos Dağı, Kurtköy  ve Samandıra’yı almışlar. Tarihe bilhassa “Kandıra Fatihi” olarak geçmektedir. Samandıra bölgesi kendisine mülk olarak verildi. Şu dizeler, bu fethi özetlemektedir:

“Hem aldı Kandıra´yı Akça Koca

 Koca-ili´n eyledi feth ucdan uca…”

Akçakoca Bey, İzmit üzerine sefere çıkacağı sırada, Kandıra´da vefat etmiştir. 1328 yılında 94 yaşında vefat eden Akçakoca Bey´in, Türk töresine uygun olarak otağının bulunduğu yere gömüldüğü bilinmektedir. Nasıl öldüğü ile ilgili elimizde herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Ancak; Akçakoca Bey vefat edince, bir ulak Orhan Gazi’ye şu şekilde ulaştırır: 

– Akçakoca’mız sizlere ömür sultanım! 

-Sen ne dersin bre ulak?

-Ayaklarım kırılsa da bu haberi size getirmeseydim Sultanım. Velakin üzerimde bir emanet vardır… 

–Ne emaneti? 

-Akçakoca’mın bir vasiyeti efendim…

-Tiz söyle… 

–“İzmit’i biz fethedemedik… Cenab-ı Hak Orhan Gazi Beyimize nasip etsin. Şayet bu kaleyi alırsa, cümle haklarımız kendisine helal olur…” deyip ruhunu teslim etti Sultanım…  

Orhan Gazi sefer hazırlıklarına başladı ve 1331 şehri kuşatmış. Bizans İmparatoru yardıma geliyor ve Orhan Gazi antlaşma yapıyor ve kuşatmayı kaldırıyor. Altı yıl sonra tekrar İzmit’i fethederek Akçakoca Bey’in vasiyetini yerine getiriyor. Akçakoca Bey’in anıt mezarı, Kocaeli/Kandıra/ Baba Tepesi’nde bulunmaktadır. Ve her mevsim ziyaretçilere açıktır.

Kefken

Kandıra ilçesine yaklaşık 20 km uzaklıkta yer alan turistlik bir beldedir. Kefken İstanbul’a yakın olmasından dolayı İstanbullular tarafından yoğun ziyaretçi almaktadır. Kefken doğa harikası bir yerdir. Muhteşem plajlara, sahile, tepelere ve doğa harikası oluşumlara sahip olan Kefken özellikle yaz aylarında tatilcilerin vazgeçilmez yerlerindendir. Kefken’de gezilecek bir çok yer bulunmaktadır.

Kefken Adası

Cebeci Sahilinin karşısında yer alan Kefken Adasına tekne ile 5 dakikada ulaşabilirsiniz. Kefken Adası Karadeniz’in insanların yaşadığı ve tarihi kalıntılara sahip tek adasıdır. Adada bulunan tarihi kalıntılardan dolayı sit alanı kabul edilmiştir. Sit alanı olmasından dolayı ada ziyarete kapatılmıştır. Uzaktan bile olsa ada muhteşem güzelliği ve içinde bulunan feneri ile dikkat çekmektedir. Ada içinde 14 metre uzunluğunda gemilere yol gösteren tarihi bir fener bulunmaktadır. Ayrıca adada Cenevizlerden kalma tarihi bir kale ve su kuyuları bulunmaktadır. Cebeci Sahili temiz denize sahip bir yerdir. Burada denizin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.

Pembe Kayalar

Kefken beldesinde yer alan Pembe Kayalar bölgenin en doğal ve en güzel yeridir. Burada yer alan kayalar pembe rengi ile büyüleyici bir güzellik oluşturmaktadır. Sahil kenarında yer alan bu pembe kayalara güneş ışıklarının vurması ile muhteşem bir görüntü oluşturuyor. Ayrıca buranın bir diğer özelliği kayalar suyun içinde yumuşak iken sudan çıktıktan bir müddet sonra sertleşmesidir.

Kerpe

Kandıra ilçesine bağlı Karadeniz kıyısında doğal güzelliklere sahip bir kıyı kasabasıdır. Kerpe Kasabası Kandıra ilçe merkezine yaklaşık 7 km uzaklıkta yer almaktadır. Kerpe’de yer alan tertemiz deniz sularına sahip koy dalgasız görüntüsü ve berrak suyu ile büyüleyici bir güzellik oluşturuyor. Şirin, güzel bir kasaba olan Kerpe’de gezilecek çok yer bulunmaktadır. Kerpe Plajında güzel bir tatil yapabilir ve burada yer alan pansiyonlarda konaklayabilirsiniz. Kerpe Beldesinin en yüksek yeri olan yaklaşık 400 metre yüksekliğe sahip olan Baba Dağı’na çıkıp, Kerpe manzarasını kuş bakışı izleyebilirsiniz.

Sarısu

Kandıra ilçe merkezine 8 km uzaklıkta yer alan Karadeniz’e 1 km sahili bulunan yeşilin her tonunu içinde barındıran ormanlara sahip eşsiz güzelliğe sahip bir yer. Muhteşem güzelliği ile saklı cenneti andıran Sarısu Beldesi ismini içinden geçen Sarısu Deresi’nden almıştır. Sarısu Beldesi yüzmek, kamp yapmak, güneşlenmek ve balık tutmak için ideal bir yerdir. Kandıra ilçesine geldiğinizde saklı bir cenneti andıran Sarısu’yu mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Kumcağız Plajı

Kandıra ilçesine bağlı Kerpe’ye yürüyerek 10 dakika uzaklıkta yer almaktadır. Kumcağız Plajı tertemiz denize ve incecik kumlara sahip bir plajdır. Kumcağız Plajı tatilciler tarafından en çok tercih edilen plaj olma özelliğine sahiptir. Kumcağız Plajını diğer plajlardan farklı kılan plajın ortasından geçip plajı ikiye ayıran Kumcağız Deresi’dir. Kumcağız plajından denizin ve güneşin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.

Bağırganlı Köyü

Kandıra ilçe merkezine yaklaşık 13 km uzaklıkta yer alan güzel, şirin bir köydür. Bağırganlı yer alan koylar ve kumsallar doğal yapısı ile görenleri kendine hayran bırakıyor. Çevresi yeşillikler ile kaplı kumsallarda huzurlu, sakin bir hafta sonu geçirebilirsiniz. Doğal güzelliklere bürünmüş Kandıra ilçesi gezilip görülmesi gereken yerlerdendir.

Kandıra’da Kültür ve Sanat 

“Biz Kandıra’yız” Platformu öncülerinden ve “İçinden Kandıra Geçen Yazılar” kitabını kaleme alan, Kandıra Çerçili Köyü’nden Planlama Uzmanı İsmail Sarıca’nın da vurguladığı gibi; “Kışın 250 bin, yazın ise; Bir milyon insanın gezdiği ve yaşadığı bir dünya cennetidir Kandıra… Kandıra marka kent olmalıdır. Bereketli tarım alanları, arkeolojik miraslar, kıyılar, su kaynakları, endemik flora ve fauna zenginliği korunmalı, doğal hayatı ve çevreyi kirleten her tür girişimden vaz geçilmelidir. Kandıra, alternatif özellikleriyle turizm bölgesi ilan edilmelidir. Kandıra’da çok acil olarak; Ziraat, Gıda, Su Ürünleri ve Turizm Fakülteleri açılmalıdır. Kandıranın top yekün kalkınması sağlanmalı ve bunun sürdürülebilir olması gerekir. Kültür ve Turizm, bu atılımların başında gelmelidir. Spor, çevre, kültür ve sanat alanındaki çalışmalar teşvik edilmeli ve mutlaka desteklenmelidir…” 

Pek çok şair, yazar, sanatçı ve sevda türkülerine esin kaynağı olan Kandıra; şair Salih Zeki Eyen ve Muzaffer Uyguner, şu dizeleriyle; Mandıra kenti ve Güneş’in Köyü Kandıra’yı ne de güzel betimlemişler. Kandıra’ya yeniden gelmeniz için, pek çok neden bulunmaktadır… Yolunuz ve bahtınız açık olsun canlar… Şiir sıcaklığında hayatı keşfetmeye, belgelemeye  ve yaşama dokunmaya devam…  

Kandıralı odun tüccarı Hurşit Beyin oğlu, Kıbrıs Fatihi Prof. Dr. Turan Güneş; Kandıra’da geçen günlerini “Tarih Gibi Bir Zaman” başlığında, şöyle özetliyordu: “Bu yollarda öküz arabalarının gidip geldiği yıllardı. Hallice hanelerde, beylerin, çerçilerin, yumurta ve tavuk toplayıp, Üsküdar pazarına götüren yolcuların, süzek süzek peyniri Kandıra’ya ve Kaşar hanelere taşıyan peynircilerin ahırlarında güçlü atlar bulunurdu. Ortalık, dere tepe ormandı. Tarlalar ormandan azdı ve verimli de sayılmazdı. Halkın geçim kaynağı daha çok ormanlar ve hayvanlardı. Gürgenler, meşeler ve kestaneler, kanatlılar, koyunlar ve keçiler vardı. Odunlar, İstanbul’a götürülmek için, Kandıra’nın sahil köylerinde yüklenirdi. İstanbul türküleri ve şarkıları, daha çok deniz yoluyla gelirdi Kandıra’ya. Çalgılar da İstanbul çalgılarıydı. Ud, keman, kanun, cümbüş, gırnata ve darbuka… Klarnetle artık daldan dala konularak, rastta, hicazda notalarla gezilerek, hangi fazla girilir yola bilinemez. Kış gecelerinde gençlerin toplaşıp keten helvası yaptıklarına, herhangi bir evede de tanık olunurdu. Bu tarih çok mu uzaktadır? Değil…”  

Kandıralı, çok değerli şair ve yazar Muzaffer Uyguner’in “Bir Pınar Kandıra Dağlarında” adlı şiirden şu dizeleri okuyalım, yeniden…

“Unutulmuş bir pınarım ben

Kandıra dağlarında fışkırmış

Öyle yolcular gelip geçmiştir ki;

Hepsi bir taşımı kırmış.

…………..

Kandıra dağlarında türkiler söyleyen

Unutulmuş bir pınarım

Senelerdir söylerim ama

Duyulmaz şarkılarım…”

Ve “Ayrılış Şiiri”nde Uyguner, şöyle seslenmekte:

“Allaha ısmarladık Kandıra, doğduğum şehir

Yeşillikler ortasında kurulmuş, sessizce yatan

İşte yine geldi ayrılık saati

Senin ve benim bilmediğim şehirlere gideceğim

O kadar büyük ve güzel ki Vatan…”

Kaynak: Fotoğraflar ve metin; Dursun Özden arşivi. 

Dursun Özden (Gezi yazarı, Belgeselci, Şair)

www.dursunozden.com.tr

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

shared on wplocker.com