haccana teyze
dokuz yüz yetmiş bir, oniki mart
uygun adım, apoletli postal kart
kutsal delil, illegal lahana örgütü
içtiğim mamak zehiri, kışlak sütü
ve gereği düşünüldü suçu 141-142
sokak; kurtlar sofrası, çakal ve tilki
kara günde, bizi saklayan dağlar
hücrede, işkencede anam ağlar
ve kışladan gelen o jandarma
şu kara çavuş, pek zalim ama
yaşlı ardıç ağaçına yaslandım
kitapsız zamanda, paslandım
o toprak damlı, bir evden çıktı
azığım belindeydi, yukarı baktı
emektar teyze-boynuma al taktı
yağdı-çağladı, bana türkü yaktı:
kara dağlar, kar altında kışladı
jandarmalar işkenceye başladı
kaç kurbanım kaç, sıvış buradan
cılızsın, kan damlar şu falakadan
babana ecir ediyor gavur tohumları
buşt cellatları, allah kahretsin onları
ah! beyağıl beyleri aksakal, kitap özlü
anadolu’nun o aydınlık yüzü, er sözlü
ve an her şeyin ilacı-yiğitlerim baş tacı
ey özgürlük!.. deniz’siz bu teyzene acı.
dursun özden