Mavi bakışlı öyküler öksüz kaldı (Neşe Karel öldü)

Antalya’nın Sevi Bakışlı Mavi Gülü Soldu

Sevgili Öykü Yazarı NEŞE KAREL’le Gözler Doldu

Dursun ÖZDEN

(www.dursunozden.com.tr)

Değerli dostum, şair Yunus Yaşar bir haber uçurmuş; “NEŞE KAREL ÖLDÜ” diyesi…

Karayolcu arkadaşım ve öykü yazarı ablamız sevgili  Fatma Neşe Karel’in 83 yaşında ölüm haberi, başta Antalyalı yazın dostları olmak üzere, tüm edebiyat çevresini derinden üzdü. Yakınlarının, dostlarının, okurlarının ve sevenlerinin başı sağolsun. Sevgili Neşe, neşe içinde ışığı bol olsun… 

Antalya’nın tanınmış yazarlarından öyküleriyle gençlerin büyük beğenisini kazanan 83 yaşındaki Neşe Karel hayatını kaybetti.

Antalya’da sanat camiasının tanınmış isimlerinden; ‘Öykücü Annesi’ ve ‘Öykücü Ablası-Teyzesi’ olarak bilinen 83 yaşındaki yazar Fatma Neşe Karel yaşamını yitirdi.

Bursa’da doğan, ancak uzun yıllardır Antalya’da yaşayan Karel, il genelindeki sosyal faaliyetlere de katılması ile biliniyordu. Güler yüzü ve sempatik tavırları ile bilinen Neşe Karel, engelli oğlunu ve ardından da eşini kaybettikten sonra yaşadığı peş peşe üzüntülerden dolayı sağlığı bozulmuştu. Yazar Neşe Karel, uzun süredir huzurevinde kalıyordu.

Fatama Neşe Karel’in acı haberini Karel’in oğlu gibi sevdiği Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim üyesi Prof. Dr. Faik Ardahan sosyal medya üzerinden duyurdu. Acı haber, edebiyat dünyasını derin yasa boğdu. Neşe Karel, sevenlerinin gözyaşları arasında Kurşunlu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Karel’in edebiyat dünyasında sevilip sayılmasına rağmen cenaze törenine çok az sayıda kişinin katılması ise ayrı bir üzüntü yarattı. Sanatçı Türkiye Yazarlar Sendikası, Dil Derneği ile Antalya Sanatçılar Derneği (ANSAN) üyesiydi.

ÖYKÜLERİ KALDI

Sevilen yazar Neşe Karel’in ‘Horoz Döğüşü’ adlı ilk öyküsü 1988 yılında yurt içinde ve yurt dışında birçok dergilerde yayımlanmıştı. Karel, ‘Yalnız Kadın Irmağı’, ‘Sokak Kedisi’, ‘Bisikletli Gelin’, ‘Erkekler de Sever’ adlı öykü,  ‘Türkiye’de Almancı Almanya’da Yabancı’, ‘Erguvan Bayramı’, ‘Uludağ’ın Etekleri Gümüşten’, ‘İpek Şehrin Günlüğü’ adlı ortak deneme-inceleme eserlere sahip. Karel, Antalya’daki birçok gazete ve dergilerde de konuk yazarlık yapmıştı, evliliğinin 50’nci yılında da nikah tazeleyerek örnek olmuştu. 

Fazla söze gerek yok. Neşe’nin can dostu ve benim de yoldaşım olan şair YUNUS YAŞAR’ın aşağıdaki bir manzum hikaye ya da Yörük Ağıdı olan; duygu çığlığını okumanın tam zamanı, Kam zamanı…

BİR NEŞE KAREL GÜZELLEMESİ

(UĞURLARKEN)

1/

Birisi bir haber uçurmuş; “Neşe Karel öldü!” diyesi.

Daha demin mavi boncuk iki göz surların tepesinde; neşe Karel’in gözleri 

Işık gönderdi uçuş denemesi yapan yavru bir martının kanadında.

Uykusu kaçtı Olimposlu tanrıların

Çıralı’nın ateşi dibine mumdu.

Aşk-ı muhabbet sundu iki dargın kumruya

Ufalandı su, kumun kızgın teninde

Çalkalandı sahil

Akdeniz kıyısız kaldı.

2/

Birisi bir haber uçurmuş, “Neşe Karel öldü!” diyesi.

Daha demin ziyaretinden geldim 

Kepez Şevkat Huzurevi dal uykuda

Neşe Abla bir başına masada. 

Masanın üstünde “YALNIZ KADIN IRMAĞI” (1)

Önünde cam bir defter 

Ucunu tıraşlıyor elmas kalemin.

“Ulan çocuk!” diyor beni görünce, “Yalnızlığımı kaçırdın!”

Öptüm elini. Bir sandalye çekip oturdum kıyısına.

Bir poşet dolusu kitabı koydum önüne. Tek tek çıkardı. Romanları bir ayrı, öyküleri bir ayrı, şiir kitaplarını bir ayrı koydu. “Fotoğraf Aralığından/Anılar Galerisi”ni açtı önce. “Ulan çocuk! Ben niye yokum bu kitapta?” dedi.

Abla dedim, bu kitaptaki tüm yazar ve şairler 1970-2000 yılları arasında tuttuğum günlükler, anı yazıları ve yüz yüze yaptığım söyleşilerden oluşuyor. “Edebiyat Söyleşileri/ Anılar Galerisi 2” ikinci cilt. 2000 yılı sonrası tuttuğum günlükler, anı yazıları ve yüz yüze yaptığım söyleşiler. Tümü çeşitli gazete ve edebiyat dergilerinde yayımlandı.

Siz kendinizi hazır hissettiğiniz zaman bana bir “Alo!” deyin, iki elim kanda da olsa gelir, sizinle bir nehir söyleşi yaparım. “Anılar Galerisi 3” sizinle başlar.

Bir ara; “Abla dedim, bütün kitaplarınızı yeniden gözden geçirseniz, tek bir kitapta toplasanız.”

“Benden geçti!” çocuk dedi. “Yorgunum, çok yorgunum!”

“Ben yardımcı olurum” dedim. “Sağ ol” çocuk” dedi. “Halim yok!”

Şiirden, öyküden, edebiyattan.. derken iki saat bir solukta geçivermiş. Müsaade isteyip elini öptüm. Vedalaşıp, ayrıldık.

3/

Birisi bir haber uçurmuş; “Neşe Karel öldü!” diyesi.

Daha demin, “BİSİKLETLİ GELİN” (2)”, pedal çeviriyordu hayat denilen sahnede. Neşe Abla “Şu Dağlar Ulu Dağlar”a yüzme dersi” veriyordu. “Boya Kalemleri” sil baştan boyuyordu gökkuşağını.

4/

Birisi bir haber uçurmuş; “Neşe Karel Öldü!” diyesi.

Daha demin bıyıklarıyla duyan, “SOKAK KEDİSİ” (3)” eskileri deşerken, “Mutlu Olma Günleri”ni taşırdı “Yorgun Körfez”e. “Her Şeye Karşın” bir engin denizdi gözleri.

5/

Birisi bir haber uçurmuş; “Neşe Karel öldü!” diyesi.

Daha demin bir rüzgâr, yaprak kopardı Antalya tarihinden.

Şöyleydi özeti:

“1960’lı yılların sonundan başlayarak Antalyalıların en beğendiği, ilk kez güzelliği ile geçmiş kadın Neşe Karel’di.

O zamanki 50 bin nüfuslu Antalya’yı koca bir mahalle gibi düşünürseniz; o mahallelin “Fahriye Ablası” değil de, “Cennetten yer yüzüne indirilmiş bir hurisi gibiydi.”

6/

Birisi bir haber uçurmuş; “Neşe Karel öldü!” diyesi.

Daha demin “Bu günkü Endüstri Meslek Lisesi, o günkü adıyla Erkek Sanat Okulu le, İnönü Kız Meslek Okulu arasında uzanan caddede güzel mi güzel, sarışın mı sarışın, mavi gözlü mü mavi gözlü, tatlı mı tatlı bir kadın peydah olur. 

Antalya’nın genç erkekleri bu güzel kadını takibe alırlar. Kısa sürede bilgiye ulaşılır. Fısıltı gazetesi ile bu bilgi bütün kente yayılır. Bu güzel kadın her gün İnönü Kız Sanat Okulu’na karşı gidiyordur.

Bu olay Tanrı’nın Antalya’ya güzel bir armağanı olarak algılanır. Sapsarı saçlarını at kuyruğu şeklinde bağlamış, Akdeniz mavisi gözlü bu kadın caddede ince topuklu ayakkabılarıyla yerleri ezercesine, hiçbir tarafa bakmadan, mağrur mağrur yürürken, ayakkabılarının altındaki asvalt adeta güzel bir kadını üzerinde  taşımanın verdiği sevinçle eriyip gitmektedir.

Zaten eskiden beri güzele düşkün olan Antalya erkeklerin, bu kadını önlerindeki caddeden her geçişinde ciğerlerinin yağı erimektedir.

1960’lı yıllarda koskoca bir köyü andıran Antalya’da aslında herkes birbirini tanırken, böyle güzel bir kadını hayatlarında ilk kez görüyorlardı. Herkes birbirine soruyordu:

Kimdi bu güzel kadın?

Kimin nesiydi?

Nereden Gelmişti?

Bekar mıydı?

Bu soruların cevabı kısa sürede bulunur. Adı Neşe Karel’dir. 23 yaşındadır ve işin kötü yanı evli olmasıdır. Ankara’dan eşinin görevi gereği Antalya’ya gelmişler ve Erkek Sanat Okulu civarında bir eve yerleşmişlerdir. Bu bilgi Antalya genç bekârlarının ve genç oğlu olan annelerin bütün umutlarını söndürmüştür. 

Buna rağmen Neşe Karel’in Antalya’nın en güzel kadını olduğu kanısında yediden yetmişe Antalya’da herkes hemfikirdir.

Delikanlılar yıllar boyu onu hayranlıkla izlemeyi sürdürürler.”

7/

Birisi bir haber uçurmuş; “Neşe Karel Öldü!” diyesi.

Daha demin, “esnaf dükkânlarının caddeye bakan camlı tarafına içerdeki müşteri dışarıdan gelen bakışlardan rahatsız olmasın diye bir tül perde astılar. Tül perde gerisinden Neşe Karel’in geçtiğini fark edenler hemen kapıya koşarak  uzun uzun  ve büyük bir hayranlıkla arkasından bakmaktan boyunları tutulmuş.. 

Bu gün bile Antalya’da dolaşırken o günleri yaşamın  boynu eğri Antalyalı bir erkeğe rastlarsanız bilin ki bu durum Neşe Karel’den kaynaklanmaktadır. 

Bir eğri boyunlu Antalyalılar bu gün de olsa Antalya’nın en güzel kadını olan Neşe Karel’i hâlâ o günkü aynı heyecan ve aşkla sevmektedirler.

Neşe Karel, Antalya tarihine geçmiş bir hakikatidir”

8/

Birisi bir haber uçurmuş; ”Neşe Kerel öldü!” diyesi.

Daha demin beyaz bir güvercinin kanadında sonsuzluğa uçuyordu.

“Güle güle Neşe Abla” dedim.

Suat Ağbi’ye (hayat arkadaşı), Saffet Uysal’a (TRT prodüktörü- öykü yazarı), Duran Yılmaz’a (öykü yazarı), Celal Hafifbilek’e (romancı), Metin Demirtaş’a (şair), Hasan Şişli’ye (şair), Abdullah Şanal’a (şair-yazar, bağışlasınlar beni adını anımsayamadığım diğer dostlara selam söyle.

Maç bitti Neşe Abla. 

Ben de uzatmaları oynuyorum. 

Çelik korse belimde. Kardeşin Hasibe’nin desteğiyle kalkıp otura biliyorum. Uzun süreli ayakta kalmamam gerekiyor. Hele yolculuk hiç.. 

Düdük ne zaman çalarsa.

Bana da yer ayır takımda..

3-4 Ağustos 2023

Yunus Yaşar

NOT: 

1- Yalnız Kadın Irmağı, Neşe Karel’in kitabı , Akdeniz yay, 1990/ 

2- Bisikletli Gelin, Neşe Karel’in kitabı Akdeniz Yay, 1992/ 

3- Sokak Kedisi, Neşe Karel’in kitabı, Akdeniz yay, 1992

5-6-7. bölümdeki ve tırnak içine alınmış yazılar Hüseyin Çimrin’den alınmıştır. Arşivindeki Neşe Karel dosyasından.

NEŞE KAREL Kimdir? 

Öykü yazarı. 4 Ekim 1940, Bursa doğumlu. Tam adı Fatma Neşe Karel. İlk öykülerinde Fatma Alagöz imzasını kullandı. Manisa Lisesi (1959) mezunu. İki yıl Almanya’da kaldı (1972-74). Yazarlık dışında bir iş yapmadı. Antalya Sanatçılar Derneği, Edebiyatçılar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Dil Derneği üyesidir.

“Horoz Dövüşü”adlı ilk öyküsü 1988’de Atayolu (İzmir) dergisinde çıktı. Öykü, deneme ve makalelerini 1975’ten itibaren Varlık, Atayolu, Yaba, Yaba Öykü, Karşı, Temmuz, Sanat Rehberi, Yazıt, Kırkmerdiven, Akdeniz Sanat, Eşik, Aykırısanat, Çağdaş Türk Dili, İnsancıl, Ansan Sanat, Portakal, Morca, Kıyı, Dört Mevsim, Ana Dili, Pencere, Bahçe, Güzel Yazılar, Dil Dergisi, Damar, Düşlük, Amik dergilerinde, yurtiçinde ve yurtdışında yayınlarını sürdüren gazetelerde yayımladı. Almanya’da hazırlanan, Türkiye’de Almancı, Almanya’da Yabancı adındaki ortak kitapta; Bursa Edebiyat Günleri’nin ürünleri olan Erguvan Bayramı, Uludağın Etekleri Gümüşten, İpek Şehrin Günlüğü, Saat, Bursa Suları, Manolya Durağında Roman, Ölümünün 40. Yılında Tanpınar Anısına Bursa Denemeleri, İşçi Öyküleri adlı kitaplarda düzyazılarıyla yer aldı.

“Bir yazarı seçkin kılan şu üç yetenek de var Neşe Karel’de: Dikkatli bir gözlem, güçlü bir düşlem, etkili bir anlatım. (…) Neşe Karel’in özgün bir yanı da, öykülerini sık sık sürprizli ve tezatlı bir dramatik söylemle bitirişi. (…) Bir özelliği de, imgeleminin güçlü oluşu. Görmediği yerleri, tanımadığı yaşam biçimlerini sanki görmüş, yaşamışçasına yoğun ve ayrıntılı olarak kafasında canlandırıp ulaştırabiliyor okura.” (Hüseyin Demirhan)

ESERLERİ:

ÖYKÜ: Yalnız Kadın Irmağı (1991), Sokak Kedisi (1992), Bisikletli Gelin (1994), Erkekler de Sever (1994).

DENEME-İNCELEME (ortak kitap): Türkiye’de Almancı Almanya’da Yabancı (1995), Erguvan Bayramı (1998), Uludağ’ın Etekleri Gümüşten (1999), İpek Şehrin Günlüğü (2000).

HAKKINDA: Hüseyin Demirhan / Çaplı Bir Öykü Yazarı: Neşe Karel (Yeni Biçem, 1997), Tanzimattan Günümüze Yazarlar Ansiklopedisi 2 (2001), Alev Kutluözen / Ah Şu Düşsel Yolculuklar Konuk Yazar Neşe Karel (Balkanlar’da Türk Kültürü, Ağustos 2002), Cansever Eyüboğlu / Yeni Şiirler Yeni Öyküler Antolojisi (2005), Mustafa Koç / Antalya’nın En Güzel Kadını Neşe Karel (Antalya’da Yenigün, 2005).

Yoruma kapalı.

shared on wplocker.com