destansı tutsak çığlık
-1-
ey can! öteki gezegenlerde var akrabalarımız; dünyalıyız, asyalıyız
tek hayatlık ömrümüzde, sanatın öznel-sanal evreninde-usundayız
zamanın somut ruhundayız, göz göze çiftleşiriz, üreriz ve aşk acıtır
onbinlerce yıl ötede parmak ve dudak izlerimiz değmekte birbirine
ay-yıldızların, erkeklerin-kızların, ışık ile gölge dansında dansında
ben yoleri gezgin derviş, dünyanın 99 haline tanıklık etmiş, ermiş
ve yürümüşüm, dünyanın beşiği, o yitik uygarlıklar izinden izinden
sen-dünden bu güne-geçmişini unutma, yok sayma varını-yoğunu
yoksa gelecek seni topa tutar; çilehanede, dünden yarına biz varız
yumuşacık-sert, güvenli o yerde-öfkesiz yaşamı yaşamalı, seherde
yaşamı yaşamaktan asla vazgeçme, tek nefeslik ömürden ömürden
fırtına tanrısı teşup’a inat-tuanalı hitit bereketi-güvenli anadolu ekini-eti
kunduru başak-o yaşam savaşımında neden biz kaybediyoruz? ey hak!
toprağın terinden terinden, ah can! insanlar türkü-kalpsizler insan yakar
türkü yakıldı-acı-yanık ağıt-bozlak yası-kuruyan göz yaşından yaşından
can pazarı son pusu, kırık saz madımak-kanayan şafak, ölen çocuk-can
yanık et kokusu gelir-pir sultan ocağından, kızılırmak korundan korundan
ve kımız içeriz, ana sütü kadar ak, kurbanlık, ay benekli al ata türkü yak
koca türkuvaz göğü öpen-o kutsal yazılı taşa bak, gurbeti-sılası işlenmiş
bacası hep tüten bizim obanın göğü ak-tan şafağı kızıl bakırdan bakırdan
-2-
peşte’de-filibe’de, demirci baba semada, semahta
tunalı gül baba ile munzur piri düzgün baba ayakta
bolkar çığlığı esintisi; hazar-ohri-karagöl şiir akşamı
banaz ile şiraz’a, horasan’da, kemaliye’de, kemah’ta
turfanda nar, turfan kınık, toryum tuzağı, ısparta tanık
o ata kızı can, kalbi kırık, bilim çığlığı kor, şarkısı yanık
o gülen ve öldürülen altı fizikçi, bilim şehidi, yeter artık!
lavanta kokulu gömütlükte yaşıyor-sevda gülü engin arık
sevi kardeşliğine paha biç-kaybettiğin kadar şiir iç-içelim
bu öfke, bu kini çekiçle döv ve orakla biç, biçelim biçelim
sevgisi sevildi baharkız ile yunus, köroğlu ve dadaloğlu us
narasını duy ve sus, ruhi su ile karacaoğlan bir içim sudur
ey gönüldaşım! biçtikçe yeşeren sırdaş fidana, selam dur
nadasta, kodeste, kayada dirilen, ata tohum budur budur
gördüğün o dev; aslında zerre-cüce-bodur, diril derinden
giydiğin ateşten gömlekten korun, kötü şerinden şerinden
ortadeniz, akdeniz; oysa biz, ege’yi barış gölü biliriz, pirinden
dünyan bir damla okyanus, tüm çocukların, göz yaşı rengi aynı
her ağızdan-aynı şarkıyı söyleriz-aşkın şakıyan dilinden dilinden
kara dağlar kor, kar altında kaldı, emek sermaye zıtlığı, hep vardı
çölde kırmızı pazartesi, salıertesi, sara’yı öpen, son firavun bayıldı
o an gavur dağı yandı-ay sallandı-kanlı kara elin şerinden şerinden
kızıldeniz homurdandı-tay avı zamansız uyandı ve sina baş kaldırdı
alnı açık çorak toprağın tuzu buharlaştı, ufuktaki yerinden yerinden
yanardağın yankısı-gelin alı yandı, tan kızılı şafak-harından harından
-3-
göksu balıkçısı, partizan motor ahmet, rüzgarı izler, denizi gözlerdi
yarından endişeliydi kızıl yengeç, sofrası sebil-bereketli-dili şerbetli
karabaşlar uyurken-seherde kuzeye açılırdı, kime niyet-kime kısmet
rastgele reis-rastgele! oysa ben, göz göze geldim-kem göze geldim
denizde ak közün üstüne yürüdüm-ıslandım ateşin terinden terinden
bizde taşsız-künyesiz-aç-açık mezar yoktur ve konuklar horantamız
kuru yavan yeriz-herkes toktur, paylaşırız, erenler kefil-soframız sebil
ata tohum arı, pekmez mayası ak toprak bereketinden bereketinden
ey can! seni aradım, uçan su hızında, kaybolan mavi nil nehri izinde
kuruyan ay gölü tuzunda, öptüm tanrı dağı başını, bilemedim yaşını
and dağı’na selam verdim, taklamakan-atakama çölünden çölünden
ağlayan dünyanın gözyaşı gayzer, o derin öz, magma alevsiz-kızılca köz
idil-ural altay-inka maya dilinde-şiirsiz söz-gül ile bülbülsüz bahar olmaz
yanık sevdalar solmaz, aladağları yaktım ve niğde’ye demir kazık çaktım
çamın ardına pusu kuran misyoner, kötü göncü; gönenir siyanür kirinden
ve anadolu’nun güvenlik kuşağı torosları dilime doladım, hep ırağa baktım
dilim tutuldu-sustum, ulukışlalı beyin ağılında ömrüm geçti-şiirleştim her an
kalemi kırılan tutsak-kaçak-sürgün-aykırı gezen-kurulu yağma düzeni bozan
tutsak, çılgın ozan, zincirlerini kıran, başkaldıran yeniden, yerinden yerinden
-4-
sivas’ı hayra yor-dar ağacında, ali baba’nın fırlattığı kan kırmızı gülü bana sor
yüreğim kor-özüm sıvı köz-mor, kanamasın yanık türküler ve halayın pirinden
tam zamanı-kam zamanı, arınmalıyız derin gladyodan, terör kirinden kirinden
‘yeni sömürgecilik’ diyorlar, yeni ortaçağ yangını-har, hortlayan vahşi kuşatma
yağmacılık artıyor, yerküre ısınıyor-doğa kanıyor, bu aşkın korundan korundan
şakayık kokulu düşüncenin rengi-ruhu kanıyor, evren ağlıyor, korun kara delikli
yüce dağın karından karından, bak can! kıyamet alameti-şiddet izi, doğa diyeti
ve karız suları kuruyor-amanos saçlarını tarıyor-son depremde kayan yitik yıldız
bizi arıyor-bizi çağırıyor; ayda, hatay’da anka diriliyor, kendi külünden külünden
bir tanem, hayatımın kadını-eşim-yoldaşım-canım-sarı yazmalı arım-akça karım
kıvırcık yarim, toyum-kına gecem, bilmecem, ecem, susmayan şiirlik tek hecem
ahilik yarenim, bensiz sen yitik zaman ışığısın, haksın-çoksun kır çiçekli tacından
o hasan dağı yeli, kar ile kor seli, öptüm al yanaklı aksarayı burcundan burcundan
-5-
ve şimdi, öte yakaya gitme-gitme, ırağa göç etme-etme, ey yeni nesil! sende azıcık
vicdan varsa, bu cennet vatanı-ulu atanı terk etme, silkin özüne dön-özden, ah can!
seni hep sevdim-sırdaşım-en derinden derinden, on yılda bir karayel eser zamansız
12 mart baharı-12 eylül sabahı kanar arsız, cehri dağında ‘sol’ yazılı kağnılar gidiyor
12’den, yolu kışlahan-çaykavak geçidi yitik zaman-tuzak, öküz mehmet paşa tutsak
o kara-kırık kağnıya koşulan siperlik-anafarta mavi vatandı, 915 baharı yanan candı
vatan savunması, ölüm-kalımlı andı, şiir alayı komutanı albay mustafa kemal geliyor
kanlı koy yanıyor, gelibolu kanıyordu, çanakkale geçilmezdi, siperde aynı yaşıt dost
düşman çocuk askerler göz göze geldi, gökte kurşunlar çarpıştı, düşman dize geldi
sıhhiye mamo süngü taktı, avcı onbaşı nezahat uçtu, kanlı sırtın ucundan ucundan
mehmetçik ile omuz omuza simon, yorgi, agop, kirkor; ’vatan ya da ölüm!’ dedi gaziler
15’liler ayaklandı yurdun her ilinden-seferinden-siperinden-derinden-yerinden yerinden
kabatepe yandı-kocatepe kana bulandı15’li ulukışlalı ethemoğlu rıza-anasına son yazdı
mektubu, kanlı toprağa uzandı, vatan; kan gölünü öpen ay ile yıldızdı-gök bayrak örtülü
ana-kızdı, sancak gölgesinde dirilen ulu can-damarda kan-yürekte atan nabızdı nabızdı
-6-
öte yakalı zalim, zil takıp oynayan-falakacı başı komiser mehmet, hep içerdi taze kan
kara başçavuş zulmü pek yaman, mamak zindanı kart-postal, yemekler kumlu-yavan
vicdanı kanlı-havası nemli-yatak ıslak-dar; gönlü güvercinli-ümüğü sıkılan o gençlerin
bir ütopyası, hayali, umudu, ulu sevdası var, ‘tam bağımsız vatan‘ için, ölüme koşarlar
bilge can ve o sevdalı güvenli liman, özden barıştı, son güzde yüreğimize cemre düştü
dolunay yeni nesil çok şükür, yüce dağları aştı ve geleceğe, doluca mavi sayfa açtı açtı
yürüyen türk-koca yörük-bektikli lolan-kenkan-subaşı-al sancağa can veren utku-sırdaşı
suçsuz, düşe düşen özgürlüğün güvenli yoldaşı, şavkıyan ulu dağın burcundaki o nirengi
o göktaşı, ilbay abayı yaktı, haşhaşi kaymakam tayyar bey hain çıktı ‘istiklalsiz din olmaz’
dedi müftü bahaettin efendi, karboğazı’nda yörük hatice düşmanı şaşırttı, o bizden önce
vurulup yatandı, dağlarda tek tek özgürlük ateşi yandı, seherde bolkar çığlığı yankılandı:
‘yaşasın tam bağımsız türkiye!’ için, bu kanlı bedel-o bedene dar, gün doğar, gelir bahar
o yeniden dirilişin özgürlük korosu, bizden haberdar, turnalar zamanı, ay kapıdan açıldı
ilk baharda-içerde-damda-herkes gamda-bir anons yankılandı o anda, umut-ar-umar:
‘dikkat dikkat! illegal lahana örgütü üyesi berber nazım-tursun nar, görüşmeciniz var!’
dursun özden
www.dursunozden.com.tr