Nazım Bayata: “Gidenlere ve Kalanlara Selam Olsun!”

Devrimci öğretmen hareketinin öncülerinden Nazım Bayata’nın “Yazılar, Kalanlara Selam Olsun” adlı, 776 sayfa olan tuğla kalınlığındaki ikinci kitabını; önce bir solukta, sonra da sindire sindire okumanın dayanılmaz hafifliğini yaşadım. Okudukça kendimi, 1968-1970’deki Niğde Lisesi öğrencilik günlerinde buldum. O bir ışık kaynağı idi. O bir aksakal bilge dervişti. O bir Yunus’tu… Mazlum halkların özgürlük ve bağımsızlık savaşında, rehber ve esin kaynağı olan Kemal Atatürk Devrimleri, dünyanın örnek aldığı Halkevleri ve Köy Enstitüsü Modelini; durmak ve yorulmak bilmeden sabırla bizlere anlatan, aydın ve ışık kaynağı bir eğitim neferidir Nazım Bayata öğretmenimiz…

O, “Merhaba!” diyerek söze başlardı… 

Peki, neden Merhaba?

Merhaba ne demek?

Merhaba demek; “Benden sana, benden size zarar gelmez” demektir.

Sevgili Felsefe-Sosyoloji Öğretmenim Nazım Bayata, Ekim 1969’da benim köyüme (Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Beyağıl Köyü)’nü ziyarete geldiğinde, köy kahvesinde güz yorgunluğu çayını içen lahana üreticisi köylülere; “Merhaba dostlar!” diyerek söze başladı.

12 Mart 1971 karanlık döneminde; TÖS Başkanı Fakir Baykurt’un evinde çıkan mektuplardan biri de, lahana üreticisi bizim köylülerin avukat (Av. Şakir Keçeli)’ye gönderdiği ve kendisinin Ulukışla’ya gelmesini isteyen mektubuydu. Ve Anakara Sıkıyönetim’de “Mektup davası” başladı. Benim ve köy berberi Nazmi’nin de içinde olduğu Beyağıl köyü başta olmak üzere, Ulukışla’nın lahana üreten tüm köylülerinin desteklediği ve lahana üreticisi köylülerin kurduğu “Ulukışla Lahana Üreticileri Birliği” adlı dernek yöneticileri; 12 Mart Döneminin uyduruk suçlar üreterek; Sıkıyönetimde “illegal lahana örgütü” kurmak ve bu gizli örgüte üye olmaktan yargılandılar ve aylarca hapis yattılar, yıllar sonra aklandılar.

Lahana üreticilerinin, köylülerin ve tüm emekçilerin sorunlarını; bir Aksakal bilge derviş olgunluğu ve öğretmen titizliği ile anlatan Nazım Bayata’yı, yoksul köylüler can kulağı ile dinledi. Sorunlarına birlikte çözüm aradılar. 

Nazım Bayata ve arkadaşları Av. Halit Çelenk ile birlikte, 1971-1972 döneminde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının savunmasına yardımcı olmak üzere, Milli Kütüphane’de gazetelerden gençlik olaylarına ilişkin gazete taraması yaptılar. 1971 ve 6 Mayıs 72’ye dek, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam cezasına çarptırılmaması için açılan imza kampanyasına katıldılar ve imza toplamak için kent kent, kapı kapı dolaştılar. Bayata’nın bizzat kendisi Eskişehir, Balıkesir, Bilecik ve Kütahya’ya gitti ve binlerce imza topladı…

Bolkar Çığlığına kulak veren Toros Dağları ve Çukurova Kuvayı Milliye Müfrezelerinin ulusal direniş meşalesi aydınlığında; Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Güney Cephesinde; Anadolu’nun güvenlik kuşağı olan Toros Dağları ve Anadolu’yu güneye bağlayan 38 tüneli bulunan demiryolu hattında; Çukurova, Gülek Boğazı, Pozantı ve Ulukışla Cephesinde, Kuvayı Milliyeci Firarileri yetiştiren yurtsever köylüler vatanı olan ve Anadolu’nun aydınlık yüzü olarak ün yapmış Beyağıllılar, Nazım Öğretmeni soru yağmuruna tuttular, terlettiler. Nazım Öğretmen dingin ve mutluydu. Çanakkale ve Dumlupınar şehitliklerinde yatan Beyağıllı çocuk şehit askerlerin künyesini anımsatan Nazım Bayata’yı dinleyen Gazi Madalyalı köylüler, Beyağıl Köyü’nden yetişen Pazarören ve İvriz Köy Enstitüsü mezunu öğretmenlerin dava arkadaşı Nazım Öğretmenin köylerine gelmesinden çok memnundular. Onu en iyi şekilde konuk etmenin yarışı içindeydiler… 

Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un izinden yürüyen, TÖS yöneticisi ve TÖB-DER’in kurucularından, Devrimci Öğretmenlerimizden biri olan, ışık kaynağımız ve sevgili Felsefe Öğretmenimiz Nazım Bayata, Samsun Ondokuz Mayıs Lisesi’den Niğde Lisesi’ne sürgün gelmişti. Fakir Baykurt başkanlığındaki TÖS’ün başını çektiği; Köy Koop’un, Dev-Genç’in, aydınların ve lise öğrencilerinin de desteklediği, 1969 Büyük Öğretmen Boykotu’nun Niğde ayağında; Nazım Bayata, Hami Şeneldir, Nuran Şeneldir, Sabri Küçük, İsa Sarıaslan, Hasan Kıyafet, Fevzi Çimen, Tuna Hazar ve Orhan Culfa gibi öncülük eden ve haklarında soruşturma başlatılan öğretmenlerimiz vardı. Niğde’de; arzuhalci Hüseyin Kahraman, TİP İl Başkanı ve oto tamircisi Adnan Keserbiçer, berber Nazmi Yalçın, terzi Nuri Ünsal, lahana üreticisi Selahattin Çevik, cam sanayi işcisi Tahsin Göktürk, Yetiştirme Yurdunda müstahdem Ali Yetiş ve ismini anımsayabildiğim yiğit gençlerden bazıları: Hüseyin Yavuz, Mustafa Ulusoy, Selahattin Karataş, Galip Erdem, Uğur Doygun, Lütfi Dokuzoğlu, Nuri Dokuzoğlu, Dursun Özden, Ümit Sarıaslan, Turan Soylu, Rıfat Cömert, Mustafa Can, Ömer Öztürk, Cengiz Karaca, Ali Bilgili, Durmuş Öcal, Ahmet Çağlar Kök, Oktay Kök, Selçuk Kök, Akın Birdal, Oktay Birdal, Bilal Kahraman, İhsan Altunok, Mehmet Soytetir, Yüksel Erdoğan, Münir Tüylü, Ali Yılmaz, Adil İzci, Hikmet Gülseven, İsmet Kocabaş, Yaşar Özbek, Turan Sakarya, Dinçer Erke, Emin Akyüz ve Ahmet Oğuz Özmen gibi öğrenci ve gençlerin desteklediği “Büyük Öğretmen Boykotu”, Niğde’de olumlu sonuçlar verdi. Bu gelişmeleri yakından destekleyen Aksaray’dan Mahmut Makal, Ulukışla’dan Mehmet Emiralioğlu, Ali Yalman, Konya Ereğli’den Mehmet Koç, Bor’dan Hasan Kirazcı ve öteki aydınların direnci, bölge halkının ekmek ve özgürlük mücadelesine ışık tuttu…

Öte yandan, Niğde Cumhuriyet Başsavcısı İsmet Kemal Karadayı’nın boykota katılan öğretmenler hakkında verdiği “Takipsizlik Kararı” öğretmenlere moral ve güç verdi. Yıllar sonra, şair ve yazar İsmet Kemal abi ile İstanbul’da Türk Dili Dergisi’nin Perşembe Toplantılarında buluşup kucaklaştık, hasret giderdik. Ve İsmet Kemal abi ile ölünceye dek, “Niğde ve Şiir” ortak paydasındaki dostluğumuz hep sürdü. Anılarda sürüyor…

Öğretmen Dünyası, İmece ve Gerçek Dergisi yazarlarından olan Nazım Bayata’nın yazdığı “Giderayak-Yazılar-Kalanlara Selam Olsun” ve “İstanbul (Çapa) Yüksek Öğretmen Okulu Anıları” adlı anı ve derleme kitapları, şu ana başlıklar altında yoğunlaşıyor: Anılarla Köy Enstitüleri, Gidenlere Selam Olsun, Devrimci Öğretmen Hareketi ve Gazete-Dergilerden Notlar…

Nazım Bayata’nın “Giderayak (Anılar)” adlı ilk kitabı; yazarın doğduğu Balıkesir yöresi ve yurdun farklı yerlerinde öğretmenlik yaptığı coğrafyalar ve Ankara anılarından derleme yazıların bütünüdür. 

Bu eser ise, ilk kitabın tamamlayışıdır. Yazar, yarım yüzyılı aşan bir süreçte, eğitim politikamıza ilişkin arayışlara, bu alandaki aykırı düşünce ve görüşlere yer veriyor. Bayata’nın bu çalışması; dönemin en güçlü öğretmen kuruluşu olan Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ve ardından kurulan Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER)’de görev almış bir eğitimci olarak, öğretmen hareketi içindeki tanık olduğu olayları ve gözlemlerini nesnel olarak yarına aktarma gayretidir. Dönemin örgütlü öğretmen hareketi içindeki iz bırakan adları, yerleri, olayları ve anıları geleceğe taşıma isteğidir.

Yazılar-Kalanlara Selam Olsun adlı bu eser, dört bölümden oluşuyor.

Birinci bölümde, Anılarla Köy Enstitüleri anlatılıyor. Özellikle, Köy Enstitülerin kuruluş felsefesi, işlevi, eğitim yöntemleri, süreçte yaşanmışlıklar, açılışından kapanmasına değin sorunlar ve çözüm gayretleri, Köy Enstitüleri gerçeğinden hareketle, Türkiye’nin aydınlık eğitim politikası gibi konular irdeleniyor bu bölümde…

Kitabın ikinci bölümünde ise, toplumsal ve örgütsel bağlamda iyi niyetli, bilinçli, çağdaş, özverili ve ülke gerçeğine uygun çalışmalar anlatılıyor. Bu çalışmalarda öncü ve adsız kahramanlardan da söz ediliyor. Onlarla olan anılar yer alıyor.

Üçüncü bölümde de Devrimci Öğretmen Hareketi başlıklı çalışmalardan seçkin örnekler veriliyor. Özellikle TÖS önderliğinde gerçekleşen Devrimci Eğitim Şurası, Büyük Eğitim Yürüyüşü ve Büyük Öğretmen Boykotu gibi eğitim tarihimizin ses getiren, nicel ve nitel vurucu etkisi olan, önemli ve saygın eylemlerin proje olarak hazırlanışı, amacı, düzenlenmesi, sonuçları ve ayrıntıları bu bölümde anlatılıyor.

Son bölüm ise, yazarın gazete ve dergilerde yer alan makale, araştırma ve anıları bulunuyor. Eserin öteki bölümlerini de kapsayan yazılar, adlar ve olaylar ölçeğindeki belgesel tanıklıklar ve bunlara özgü değerlendirmeler yer alıyor. Aslında yazar, tüm bu çalışmalar için okurların belleğine kazınacak bir altyapı çalışması ile bize tarihsel ve toplumsal bir altlık sunuyor. Lise Müdürümüz ve beden eğitimi öğretmeni Hüseyin Önal hocanın tüm baskı ve engelleri sonuçsuz kaldı. 

Öte yansan, coğrafya öğretmenimiz Hami Şeneldir, edebiyat öğretmenimiz Orhan Çulfa ve Nuran Çakmak, Sanat Tarihi öğretmenimiz Ahmet Akif Tütenk, Fizik öğretmenizim Hasan Çakmak, Biyoloji öğretmenimiz Nuran Şeneldir, Tarih öğretmenimiz Fatma Bilgili, Cebir öğretmenimiz Emin Erke ve diğer aydın öğretmenlerimizin ışık kaynağı çalışmalarından da söz ediliyor bu kitapta…

Sevgili öğretmenim Nazım Bayata’nın “Yazılar-Kalanlara Selam Olsun” adlı bu seçkin ve titiz çalışmasının ürünü olan bu eser; ülkemizi çağ dışı karanlıklara götürmek isteyen gerici eğitim politikalarına karşı, yiğit ve özverili duruşun, direnişin de ipuçlarını gösteriyor. Geçmişten ders almamız gereken, acı deneyleri ve başarılı örnekleri önümüze koyuyor. Mustafa Kemal Atatürk ışığına dikkat çekiyor. Cumhuriyet Devrimlerini adres gösteriyor.

Filozof Sigmund Freud’un dediği gibi; “Yaşamımız deneyimlerle doludur. Deneyimler ise, yenilen kazıkların bileşkesidir.” 

Çocuklarımıza aydınlık bir gelecek bırakmak için; yaşamın her anından ders çıkarmalıyız. 

“Gidenlere ya da kalanlara selam olsun!” diyerek… Davar olmaktan kurtulup, örgütlü birey olmak; insan olmanın temel koşulu olduğunu anımsayalım, yeniden… 

Kitabın yazarı sevgili öğretmenim Nazım Bayata, 1939’da Balıkesir’in Tatlıpınar Köyü’nde doğmuş. “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine / Bu hasret bizim…” diyen Nazım Hikmet’in adaşı Nazım Bayata’nın yanından ayırmadığı; 1935 tarihli Yurttaşlık Bilgisi ders kitabından özlü bir söz ve bir tanımlama ile sizleri, Gidenleri ve Kalanları selamlıyorum: “Hakları, özgürlükleri ve sorumlulukları olan örgütlü bireye yurttaş denir.” 

Ortak paydamız olan ve geçenlerde yitirdiğimiz sevgili Ümit Sarıaslan’ın ardından; 23 Mart 2022 günü Ankara Kitap Fuarı’nda, uzunca sohbet ettiğim çok değerli Felsefe öğretmenim Nazım Bayata ile Niğde ve tüm zamanları konuştuk… “Gidenlere ve Kalanlara selam olsun” diyen; ışık kaynağımız, çok değerli öğretmenimiz; sevdikleri, eşi, çocukları ve torunlarıyla Ankara’da mutlu bir hayat sürdüren, aslen Balıkesirli Nazım Bayata öğretmenimizin bize bıraktığı bu eserlerin, emanetlerin sorumluluğu, aydınlığı ve bilinci ile Devrimci Kemal Atatürk izinde ve Çağdaş Anadolu aydınlanma seferberliği yolunda ileri… Hakları, özgürlükleri ve sorumlulukları olan, çağdaş ve aydın bir yurttaş olmak için, Nazım öğretmenimizin öğretileri doğrultusunda bu kitapları okuyalım, yeniden… Sevgili Ümit Sarıaslan’ın söylediği, gurbeti sılaya bağlayan türkülerin eşliğinde; “Gidenlere ve Kalanlara Selam Olsun!..”

www.dursunozden.com.tr

Yoruma kapalı.

shared on wplocker.com